Anayasa yine çiğneniyor!
Sevgili okuyucularım silahlı saldırıya uğrayan Can Dündar'a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.Ülkemizde yaşanan şu son olayları hayretle, dehşet ve ibretle izlemeyi sürdürüyoruz.Bir başbakan...
Sevgili okuyucularım silahlı saldırıya uğrayan Can Dündar'a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Ülkemizde yaşanan şu son olayları hayretle, dehşet ve ibretle izlemeyi sürdürüyoruz.
Bir başbakan cumhurbaşkanının ittirmesiyle şutlanıyor, yerine yenisi getirilecek. Başbakandan tık yok! Kadere boyun eğmiş, başına gelenlere razı…
Ezik, mahcup, yaşananlara ve göz göre göre kovulmasına karşı tavır koyamıyor, ağzını bile açamıyor.
Birkaç gün öncesine kadar ikisinin arasından su sızmazdı, sadrazam hazretleri şimdi suspus olmuş, boynunu kurbanlık koyun gibi uzatmış bekliyor.
Bir kez daha vurguluyorum, son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti'nin başına ne geldiyse, ikisinin ortak sorumluluğu altında geldi.
Şehit cenazelerini falan da bir an için bırakalım bir yana, Suriye bataklığına ülkemizi ikisi birden sürükledi.
Bir hata, yanlış ve suç varsa her ikisi de her aşamasında ortaktır.
* * *
Şimdi yine gelelim anayasada yer alan cumhurbaşkanlığı yeminine!..
Hepimiz ezberledik ve okumaktan bıktık ama o makama seçildiğinde Meclis kürsüsünden etmiş olduğu yemini bir kez daha özetliyorum:
Anayasa madde 103: “Cumhurbaşkanı görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde ant içer:
‘Cumhurbaşkanı sıfatıyla… üzerime aldığım görevi TARAFSIZLIKLA yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda NAMUSUM ve ŞEREFİM üzerine ant içerim.”
Şimdi de anayasanın 101. maddesine bir daha bakalım:
“…Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisi ile İLİŞİĞİ KESİLİR.”