Bardaklar ve Sürahi!..
“Sayın Cumhurbaşkanımız (ya da Sayın Başbakanımız) şu tarihte özel uçağı ile yurtdışı gezisine çıkacaklardır. Gazetenizin genel yayın yönetmeni sayın falanca (ya da Ankara...
“Sayın Cumhurbaşkanımız (ya da Sayın Başbakanımız) şu tarihte özel uçağı ile yurtdışı gezisine çıkacaklardır. Gazetenizin genel yayın yönetmeni sayın falanca (ya da Ankara temsilcisi filancanın) bu geziye katılmasını arzu buyurmuşlardır…”
Gazetelere bildirim böyle yapılır.
Tamamı kendilerinden yana olan belli gazeteciler toparlanır.
Kadronun tümü “Cici çocuklardan” oluşturulur.
Muhalefet medyasından bir tek Allah kulu bile çağrılmaz.
Yandaşlar gazetelerinde hava atar:
“Ahmet Bey sağolsun yine beni çağırmış. Uçağında bana yer ayırmış!”
“Tayyip Bey’in davetlisi olarak filanca yere (ya da ülkeye) gidiyorum.”
Cımbızla seçilen gazeteci, yola çıkmadan önce patronuna sorar:
“Efendim ben gidiyorum. Kendisine söyleyecek bir şeyiniz, verecek bir mesajınız var mı? Sizin adınıza ne diyeyim? Bitecek bir işiniz, bir sorununuz varsa kendilerine ileteyim. Uçakta konuşmak çok rahat oluyor.”
Patron, adamına mesajlarını verir:
“Ben işlerimi doğrudan hallediyorum. Ama kendilerine benim büyük saygılarımı ilet!”
* * *
Gazeteci, patronundan aldığı direktifler cebinde, makam arabasına biner, belirtilen saatte özel uçakta olmak üzere havaalanına yollanır.
Gazete yönetimi onun dövizini çoktan almıştır. Gidilecek ülkede en lüks otelde kalacak, en seçkin yerlerde yemek yiyecek, çok özel (!) harcamalarını bile bu paradan yapacaktır.