Görmeyen adamın cezaevi mektubu
Sevgili okurlarım, burada bazen cezaevlerinden gelen mektupları sadece ve sadece insancıl amaçla sizlerle paylaşırım. Analarıyla aynı koğuşta yatan küçük çocuklar, gözleri görmeyenler, iki eli...
Sevgili okurlarım, burada bazen cezaevlerinden gelen mektupları sadece ve sadece insancıl amaçla sizlerle paylaşırım. Analarıyla aynı koğuşta yatan küçük çocuklar, gözleri görmeyenler, iki eli bileğinden kopuk olan gazi polisler… Hiçbirini tanımam. Şimdi okuyacağınız mektubu yazan da onlardan biri.
Konya cezaevinde yatmakta olan Mehmet Büyüközkan’dan önceki gün aldığım mektubu özetliyorum:
“Sayın Çölaşan, doğuştan görme engelliyim. Yazılarınızı okuyamıyorum fakat arkadaşlarımdan dinliyorum. Halen cezaevinde FETÖ isimli örgütün mahrem imamı olduğum iddiasıyla tutukluyum. Bu satırları yazarken (aslında yazamıyorum, arkadaşlara yazdırıyorum) gülümsüyorum. Zira içinde bulunduğum durum trajikomik bir seviyededir.
Birilerinin yardımı olmadan yürüyemeyen, yemek yiyemeyen, tuvalet banyo ihtiyacını karşılayamayan görme engelli biri nasıl olur da terör örgütü yöneticisi olabilir?
Doğuştan sahip olduğum Retinitis Pigmentosa hastalığı son safhada. Stres altında ve psikolojik sorunların artış göstermesi durumunda ilerleyen bir rahatsızlıktır. Size ekte 2010 yılında aldığım raporu gönderiyorum. Ayrıca devletin verdiği ‘Refakatli engelli’ kartım vardır. Bu kartı cezaevine girerken aldılar ve bir daha geri vermediler.
* * *
Doğuştan görme engelim olmasına rağmen Anadolu lisesi, Fen lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nü başarıyla bitirdim.
Engelli kadrosundan TÜBİTAK’ta işe başladım ve yaklaşık altı yıl bu kurumda çalıştım. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında kanun hükmünde kararname ile ihraç edildim. Sebepsiz yere ihraç edildikten sonra hiçbir yer beni işe almadı.