Hangi bağımsız yargı?
Sevgili okuyucularım, “Adalet mülkün (devletin) temelidir” sözü kime aittir, doğrusunu isterseniz bilemiyorum. Bu söz mahkeme salonlarında ve yargı kurumlarının girişinde asılıdır ama kim söylemiştir...
Sevgili okuyucularım, “Adalet mülkün (devletin) temelidir” sözü kime aittir, doğrusunu isterseniz bilemiyorum.
Bu söz mahkeme salonlarında ve yargı kurumlarının girişinde asılıdır ama kim söylemiştir, ne zaman söylemiştir, bilinmez!
Ancak dünyanın en doğru sözlerinden biridir.
Eğer bir ülkede adalet yara almışsa, toplum artık yargıya güvenmiyorsa, ya da işine geldiği sürece güvendiğini iddia ediyorsa, vay o ülkenin haline.
Fakat bu süreçte en kötüsü şudur:
Adaletin siyasete alet edilmesi…
Hakim ve savcıların siyasi iktidardan emir ve talimat alması, kararlarını ona göre vermeleri.
Aksi takdirde sürgün ve ceza yemekten korkmaları…
Biz şimdi Türkiye’de ne yazık ki böyle olaylara tanık olmaktayız.
* * *
Dün yeni adalet yılının açılış törenleri yapıldı. Aynı zamanda AKP Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Bakanı, Yargıtay Başkanı vesaire mesajlar yayınladılar, ya da konuşma yaptılar.
Vermek istedikleri ana mesaj hep aynıydı:
“Bizim yargımız bağımsızdır!”
(Burada hemen parantez açıp önemli bir gerçeği vurgulayayım. Türkiye’de sadece kanundan ve vicdanından emir alan, kararlarını siyasete alet etmeyen değerli yargı mensupları bu yazı kapsamında değildir.)
Hayır efendim, bizim yargımız ne yazık ki bağımsız değildir.
Hukukun üstünlüğü konusuna bütün gücüyle sahip çıkan Batı dünyası bu gerçeği bizden bile daha iyi görüp anladı.
Yakında AB ile ilişkimizin kesileceğini artık hepimiz biliyoruz.
En büyük nedeni bağımsızlığını yitiren yargımızın iktidardan emir ve talimat alıyor olmasıdır.
Birileri dün olduğu gibi törenlerde veya başka ortamlarda istedikleri kadar “Türk yargısı bağımsızdır” desin, bu sözlere ancak kendileri inanır!