Hey gidi günler!
Sevgili okurlarım bugün biraz arşive inelim, bir süre önce yazdığım ve günümüze de ışık tutan yazılardan rastgele birini arşivden çekip okuyalım.Şimdi o yazıyı ve sonrasında...
Sevgili okurlarım bugün biraz arşive inelim, bir süre önce yazdığım ve günümüze de ışık tutan yazılardan rastgele birini arşivden çekip okuyalım.
Şimdi o yazıyı ve sonrasında olanları özetliyorum.
* * *
“Varsa Fethullah, yoksa Fethullah! Sabah Fethullah'la uyanıyoruz, gece onunla yatıyoruz. Ekranlarda, gazetelerde hep karşımızda.
Kolay değil yani adamın yaptığı iş!.. En duyarlı olması gereken kurumları ele geçirmiş, adamlarını oralara yerleştirmiş.
Almış Tayyip'in desteğini arkasına, Türkiye'yi taa Amerika'dan yönetiyor.
Mekanizma gayet basit! Emme basma tulumba gibi çalışıyor.
O Tayyip'e destek veriyor, Tayyip ona. Elinde korkunç bir para gücü, Amerika'daki görkemli çiftliğinde krallar gibi yaşıyor. Emrinde aşçıları, uşakları, sekreterleri, korumaları, şoförleri, hizmetkarları…
Bir Allah kulu çıkıp bu adama “Yaa hoca efendi, sen bu paraları nereden buluyorsun” diye sormuyor, soramıyor.
* * *
Adına Fethullahçı denilen bu ekibin çok ilginç bir marifeti vardır:
“İnsanların zayıf ve duygusal yönlerini keşfedip onları kafakola almak, yandaş yapmak.”
Nice sosyetik gazeteciler biliyorum, ellerinde içki şişeleri, kadın maceraları, geceleri bar ve disko yaşamlarına karşın ilerleyen yıllarda Fethullah'ın hem müritleri, hem de en büyük savunucusu oldular. Sistem gayet basit!
Sana çok ılımlı ve saygılı biçimde yaklaşırlar. Hoşgörü saçarlar! Gerekirse yağcılık yaparlar. Seni beleş ABD gezilerine götürüp Fethullah'ın elini öptürürler. Yedirip içirirler, ağırlamayı çok iyi bilirler.
Bütün harcamalar şirkettendir!
Sonra dünya turları başlar. Fethullah ekibinin dünyanın çeşitli ülkelerinde düzenlediği toplantılara götürülürsün. Cebinden beş kuruş harcatmazlar.