İşsizliğin beli kırılınca!
Sevgili okurlarım, sizi bilmem ama ben nereye gitsem benzer isteklerle karşılaşıyorum: “Abi, yeğenime bir iş bulsan…” “Üç çocuğum var, boşta geziyorlar. Acaba onları bir yere yerleştirmek...
Sevgili okurlarım, sizi bilmem ama ben nereye gitsem benzer isteklerle karşılaşıyorum:
“Abi, yeğenime bir iş bulsan…”
“Üç çocuğum var, boşta geziyorlar. Acaba onları bir yere yerleştirmek mümkün olur mu?..”
“Sizin sözünüz geçer, oğlum üniversite bitirdi ama iş bulamıyor. Bir yerlere rica etseniz!..”
Hepsine aynı yanıtı vermek zorunda kalıyorum:
“Kardeşim bu devirde bizim sözümüz zaten geçmez de, ben böyle bir girişimde bulunsam, alacakları varsa bile vazgeçerler.”
* * *
Bir restoranın kasasında fiş kesen pırıl pırıl genç…
Ankara’da üniversite bitirmiş, antropoloji diploması almış, asgari ücretle çalışıyor.
Büyük bir markette temizlik yapan genç aslında gazeteci… İletişim fakültesi diploması var ama başka iş bulamamış.
“Kenef bile temizliyorum” derken utanıyor.
Bunların eline ayda 1.400 lira geçiyor.
Genç adam öğretmen…
Cezaevinde infaz koruma memuru olarak çalışıyor. Başka iş bulamamış.
Genç kız hemşire okulu mezunu ama belediyede görevli.
Hepsi iktidar partisinden irili ufaklı torpiller bulup kapağı bir yere atmış.
Çoğu asgari ücretli…
Tanıdıklarıma aynı şeyi söylüyorum:
“Aman haa dikkatli olun, bu işinizi kaybetmeyin. Yoksa yeniden iş bulmanız asla mümkün olmaz!..”