Şu bizim futbol sektörü!
Sevgili okuyucularım, günün birinde futbol yazısı yazacağımı hiç düşünmezdim. Bu konuya girmeden önce şunu hemen belirteyim, futbol uzmanı falan değilim. Gazetelerde ve televizyonlarda her gün, özelikle...
Sevgili okuyucularım, günün birinde futbol yazısı yazacağımı hiç düşünmezdim. Bu konuya girmeden önce şunu hemen belirteyim, futbol uzmanı falan değilim.
Gazetelerde ve televizyonlarda her gün, özelikle maçlardan sonra ahkâm kesen “Futbol otoritelerinden” hiç değilim.
Herhangi bir takımı çocukluğumdan beri tutmadım, şimdi de tutmuyorum.
Bir yanda “Ne halleri varsa görsünler” diyorum ama maçları mutlaka izliyorum.
Maç sıkıcı bir havaya girip durgunlaştığında ise başka programlara dönüş yapıyorum.
Kaçırmadığım tek şey, devre bitince veya maç sonunda, atılan golleri yeniden izlemek.
★★★
Hafta sonlarında ve pazartesi günlerinde puan cetveline mutlaka ve dikkatle bakıyorum.
Çok değerli futbol uzmanlarımızın yazılarını bir miktar bile olsa okumaya çalışıyorum.
Dün sabah puan cetveline yine baktım.
Adına üç büyükler denilen üç seçkin kulübümüzün nasıl yerlerde süründüğünü bir kez daha gördüm.
Bence artık üç büyükler falan yok. Onlar sıradan takımlar oldu!
İlk yarının bitmesine iki hafta kala Beşiktaş dördüncü, Galatasaray yedinci sırada.
Fenerbahçe derseniz, sondan üçüncü.
İş böyle gittiği takdirde küme düşecek!