Zafer mi olur yenilgi mi...
Sevgili okurlarım, bir seçim kampanyasını bugün itibariyle geride bırakıyoruz. Bu, seçimden önceki son siyasi yazı oluyor. Pazar günkü yazı ve yorumlarda siyaset yapmak yasak. Bu kampanyanın en olumlu yanı, ses ve...
Sevgili okurlarım, bir seçim kampanyasını bugün itibariyle geride bırakıyoruz.
Bu, seçimden önceki son siyasi yazı oluyor. Pazar günkü yazı ve yorumlarda siyaset yapmak yasak.
Bu kampanyanın en olumlu yanı, ses ve görüntü kirliliği en alt düzeyde oldu. Cazgırlık yapıp çevreyi rahatsız eden seçim araçlarının sayısı azdı.
Bayrak ve flamalarla, afişlerle ortalık çöplüğe dönmedi.
Ancak işin olumsuz yanlarına da tanık olduk:
İktidar kesimi muhalefete gözdağı vermek için kampanya boyunca her türlü baskıya, yalan, hakaret ve şantaja başvurdu.
Onları yüzümüz kızararak izledik.
★★★
Dün de vurgulamıştım, koalisyon ortakları AKP ve MHP, büyük korku yaşıyor. Korkunun da ötesinde buna panik demek daha doğru olur. Onları bu ruh haline sürükleyen üç ana unsur var:
– Halkı ezen ve anasından doğduğuna pişman eden pahalılık.
– İşsizlik… Milyonlarca insanımız işsiz.
– Suriye olayı. Suriye olayına balıklama daldılar, bir sürü az gelişmiş ülkeden milyonlarca göçmeni buyur edip başımıza büyük bela açtılar. Bazı kentlerimizde nüfusun yarıdan fazlası artık bunlardan oluşuyor. Halk rahatsız.
Düşünsenize, tam da seçim öncesinde 53 bin Suriyeliyi “Seçmen” yaptılar! Onlar da bizimle birlikte oy kullanacak!
★★★
Hiç kuşkunuz olmasın, seçim sonrasında çok büyük zamlar patlayacak, Türk Milleti daha da beter ezilecek. Büyük baskılar oluşacak, ekonomide kargaşa yaşanacak.
Koalisyon ortakları hiçbir soruna tutarlı çözüm bulamadı. İşi her seferinde gargaraya getirip seçmen kitlesini kafakola almaya kalkıştı:
“Bu seçim Türkiye’nin beka sorunudur!”
Demek ki yılların kapı gibi sağlam Türkiye Cumhuriyeti böylesine ucuza gidecek bir devletmiş! Varlığını sürdürmesi belediye ve muhtar seçimlerine bağlı imiş!
★★★