ABD’den Suriye’de Bosna taktiği
Biliyorsunuz, 1990’lı yılların başında Avrupa’nın göbeğinde ve Avrupa’nın gözleri önünde bir soykırım yapılıyordu. Sırplar, Boşnakları boğazlıyor...
Biliyorsunuz, 1990’lı yılların başında Avrupa’nın göbeğinde ve Avrupa’nın gözleri önünde bir soykırım yapılıyordu. Sırplar, Boşnakları boğazlıyor, batı da “ah, vah” edip, timsah gözyaşları döküyordu.
1995 Yılının Ocak-Şubat aylarına kadar batılı ülkeler açısından her şey çok güzel gidiyordu. Ancak, bir anda bütün dengeler tersine döndü. Ne olduysa oldu, Boşnak Ordusu, Sırpların Bosna’daki merkezi Banya Luka’ya doğru ilerlemeye başladı. Boşnaklar, son derece güçlü tahkim edildiği düşünülen Vıkaliç Dağı’nı ele geçirince, Banya Luka’nın düşmesine ramak kaldı.
Başta Amerikalılar olmak üzere batılı güçler çıldırdılar. Hop oturup, hop kalktılar. Sözde barış için arabuluculuk yapan Richard Holbrooke, rahmetli İzzetbegoviç’i bizzat arayarak tehdit etti:
-Biraz daha ileri giderseniz, uçaklarla sizi vururuz.
Artık bu savaşa “dur” denilmesi gerekiyordu. Çünkü, Sırplar yeteri kadar Boşnak öldürmüştü. Ayrıca, işler tersine dönmüş, bu defa Boşnaklar, Sırpları sıkıştırmaya başlamıştı.
Tam bu noktada batının acil müdahalesi geldi. Bu müdahale ise, öyle söylendiği gibi bölgede kan dökülmesini önlemek için değil, Boşnak katili Sırpları kurtarmak için yapıldı.
İşte, bazılarının her fırsatta yaldızlayıp önümüze koyduğu, “medeniyetin beşiği” olarak gösterdiği batı budur!
***
Bugün de Suriye’de benzer bir tavırla karşı karşıyayız…
Başta Amerika olmak üzere Avrupalı pek çok ülke, Türkiye’yi, DEAŞ başta olmak üzere Suriye’deki terör oluşumlarına destek vermekle suçluyordu. Bugün özür dilediler, ama o dönemde Amerikalılar iyice ileri gidip bize “IŞİD’le petrol ticareti yapıyor” iftirasını bile atmıştı.
Onlar bunu söyler de içeridekiler boş durur mu? Selahattin Demirtaş’tan bütün HDP’lilere, Can Dündar’dan FETÖ’ye, CHP’de de Eren Erdem’den en tepedeki Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar hepsi sıraya girdi:
-Türkiye, IŞİD’e silah veriyor.