Bakan’dan domuz hikâyesi
Artık rutin bir hale geldi. DAEŞ, Katyuşa füzelerini Suriye’den ateşliyor, Kilis ve çevresini vuruyor. Türkiye de Fırtına Obüsleri ile cevap veriyor. Biz NATO ülkesiyiz. Ancak, ne kurumsal olarak NATO, ne de ABD ve Avrupa’dan...
Artık rutin bir hale geldi. DAEŞ, Katyuşa füzelerini Suriye’den ateşliyor, Kilis ve çevresini vuruyor. Türkiye de Fırtına Obüsleri ile cevap veriyor.
Biz NATO ülkesiyiz. Ancak, ne kurumsal olarak NATO, ne de ABD ve Avrupa’dan ciddi bir destek var. Genellikle kendi başımızın çaresine kendimiz bakıyoruz. “Tırnağın varsa başını kaşı” durumundayız.
Biliyorsunuz…
Daha önce sınırda PATRIOT füze bataryaları vardı. ABD’liler ve Almanlar alıp götürdüler. Hollanda ve İspanya’nınkiler kaldı. Şimdi hemen “zaten işe yaramıyorlar” demeyin. İşe yarasın yaramasın, geri çekmeleri önemli. Bu, bir bakış açısını gösteriyor! Amerikalılar, önümüzdeki günlerde HIMARS füzelerini gönderecekler. Bu füzeler, bizim topların iki katından fazla menzile sahip. Ancak, onların da ne kadar işe yarayacağı belli değil.
Şimdi sakın “Amerikalılar ve Avrupalılar, Suriye ve Irak’taki DAEŞ hedeflerini vuruyor” demeyin. Nasıl vurduğunu görüyoruz. Onlar vuruyor, bizim tepemize yağan füze sayısı giderek daha da artıyor.
Demek ki ciddi ve etkili bir mücadele yok.
*
Zaman zaman ABD uçaklarının havalanıp, daha sonra tek bir mermi atmadan geri döndüklerine dair bilgiler geliyor. Hedeflerin yerini tam tespit edemedikleri için operasyon yapmadıkları iddia ediliyor…
Dün Meclis’te, Kabine’nin etkili bir bakanı ile durumu değerlendirdik. “Yok öyle şey, inandırıcı değil” dedi: