“Batan Türkiye”ye bakın!

Önceki gün bir telefon mesajı aldım. Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ve attığı adımlar alabildiğine eleştiriliyor, “Bilin ki biz bu gidişe razı değiliz, itirazımız var” deniliyordu. 

“Durumumuz ne?” diye düşündüm!.. 

Evet, sıkıntılarımız var. Doğudan da batıdan da belli çevrelerin saldırıları altındayız. Buna içteki terör olaylarını da ekleyebiliriz. 

Ancak… 

15 Temmuz’un kırkı çıkmıştı ki, biz komuta kademesi büyük ölçüde tırpanlanmış bir orduyla Fırat Kalkanı Operasyonu’na giriştik. El Bab’ın kapısına kadar dayandık. Yakında oraya gireceğimizden de kimsenin şüphesi yok. 

Hatırlarsınız, bir dönem bu ülkede bir Genelkurmay Başkanı, Irak’a harekattan söz edildiğinde istifayı basıp gitmişti. Hem de o dönemde Silahlı Kuvvetler bu kadar hırpalanmamış ve tırpanlanmamıştı. 

Bakın nereden nereye gelmişiz! Bugün attığımız adımlar o dönemde atılabilseydi, kesinlikle şartlar çok daha farklı olacaktı. 

Tam bu noktada “Fırat Kalkanı Operasyonu’na giriştik de ne oldu?” türünden sorular gelebilir… 

Neler olmadı ki!.. 

Öncelikle milli menfaatlerimizi koruma kararlılığımızı ortaya koyduk. 

Emperyal güçlere “yeter artık, bu bölgede biz de varız” türünden son derece güçlü bir mesaj verdik. 

Biliyor musunuz, artık bölgeyle ilgili olarak düzenlenen uluslararası toplantılarda, masada çok daha güçlü oturuyoruz. Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, Dışişleri Bakanımızın ve Genelkurmayımızın sözlerinin geçmişe oranla çok daha önemli tesirler yaptığı tartışılmaz bir gerçek.