Darp edilen o müezzin benim
Gelin en baştan, işin alfabesinden başlayalım. Bir ülkede hukuk neye yarar? Mahkemeler ne için vardır? Elbette asayişi ve hakkı korumak, kamu düzeni ile adaleti sağlamak için. Bizim ülkemizde mahkemeler millet adına karar...
Gelin en baştan, işin alfabesinden başlayalım. Bir ülkede hukuk neye yarar? Mahkemeler ne için vardır?
Elbette asayişi ve hakkı korumak, kamu düzeni ile adaleti sağlamak için. Bizim ülkemizde mahkemeler millet adına karar verirler. Her mahkeme kararının sağ üst köşesinde bir ifade yer alır:
“TÜRK MİLLETİ ADINA.”
Demek ki, alınan kararın millet vicdanında kabul görmesi gerekir. Bence işin temeli de budur. Milletin vicdanını yaralayan, kanatan bir mahkeme kararı olamaz. Hangi gerekçe ile verilirse verilsin!..
Var mı itirazı olan?
???
Bu genel bakışın ardından şimdi olayımıza geçelim…
Kutlu Yalvaç Camii Müezzini Mehmet Kuzgun’un, 15 Temmuz gecesi sala okuduğu için darp edilmesinden bahsediyorum. Televizyonlarda görüntülerini hep beraber izledik; izlemeye de devam ediyoruz.
Benim içim cız etti! Küçük bir azınlığın dışında muhtemelen hepiniz benimle aynı duyguları paylaştınız. 20 yaşında engelli çocuğuna bakmak için çırpınan, ailesinin geçimini sağlamak için müezzinlik yapan o babaya taşlarla saldırdılar. Tehdit ve darp ettiler. Gözlüklerini kırdılar. İç acıtıcı ve insanlık dışı bir eyleme şahit olduk.
Bu, olayın insani tarafı.
Peki var mı, böyle bir vandallık ve barbarlığı savunacak kişi? Olmaz, olamaz; insanlıktan istifa etmiş olması gerekir!
???
Şimdi de olayın bir başka boyutuna bakalım…
İddianamede yok, ancak bana göre olayda TCK’da düzenlenen “kin ve düşmanlık suçunun”bütün unsurları mevcut. Bunu uzun uzun tartışmak da anlamsız. Saldırganların nasıl kin ve nefretle dolu olduğunu görmek için görüntüleri izlemek yeterli.
Müezzine taşla acımasızca vuruyorlar… Caminin camlarını kırıyorlar…