HDP, kan demektir
Ortada ciddi bir garabet vardı. Her gün yeni bir hukuksuzluk sergileniyor, kanunlar paspas gibi çiğneniyordu. HDP’liler, sürekli olarak terör destekçiliği yapıyor, pervasızca teröristlerle el ele, kol kola bir görüntü...
Ortada ciddi bir garabet vardı. Her gün yeni bir hukuksuzluk sergileniyor, kanunlar paspas gibi çiğneniyordu. HDP’liler, sürekli olarak terör destekçiliği yapıyor, pervasızca teröristlerle el ele, kol kola bir görüntü veriyorlardı.
Bu devam edemezdi, etmedi de…
Hukuk üstün geldi, tutuklandılar ve cezaevine gönderildiler. Ortada yadırganacak bir durum yok. Bu, Türkiye’deki normalleşmenin fotoğrafıdır!
Olması gereken yapılmıştır.
***
Hatırlayın!..
Bu ülkede Selahattin Demirtaş’ın yaptığı “sokağa davet” açıklamasının ardından, 53 kişi can verdi.
HDP’li milletvekilleri, PKK denilen terör örgütüne silah taşırken yakalandı.
Figen Yüksekdağ, HDP’nin siyasi parti değil, bir “terör organizasyonu” olduğunu kameraların karşısında açıkladı. “Biz sırtımızı YPG’ye, PYD’ye dayıyoruz” dedi.
Bunların içinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni “PKK sizi tükürüğüyle boğar” diye tehdit eden pervasızlar çıktı.
Bazıları, kadın, çocuk ve yaşlı demeden masum insanları katleden canlı bombaların cenazelerine katılıp, gözyaşı bile döktü. Hep teröre destek verdiler. Sürekli teröristlerle birlikte hareket ettiler. TBMM’de “vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü korumak” için yemin etmelerine rağmen, Kandil’den gelen talimatlar çerçevesinde yaklaşım sergilediler.
Ellerine kan bulaşmıştı bunların…
Yaptıklarının bedelini ödemeleri gerekiyordu. Türkiye’deki hukuk sistemi “cezalandırılmalılar” diyordu, geniş kitleler de öyle istiyordu. Bunlar, ellerini kollarını sallayarak Parlamento’da boy gösterirken, kamu vicdanı sürekli olarak kanıyordu. O yüzden geç de olsa tutuklanıp, ait oldukları yere, cezaevine gönderildiler.