Hikaye, senaryo, masal..
Seçim sonuçlarının ortaya çıktığı günden itibaren siyasetle ilgilenen herkesin kafasındaki soru aynı: -Nasıl olacak, koalisyon nasıl kurulacak? Verilen cevaplar ve ortaya konulan formüller çok...
Seçim sonuçlarının ortaya çıktığı günden itibaren siyasetle ilgilenen herkesin kafasındaki soru aynı:
-Nasıl olacak, koalisyon nasıl kurulacak?
Verilen cevaplar ve ortaya konulan formüller çok farklı. Her gün yeni bir senaryoyla uyanıyoruz. Ayrıca, cevap sahiplerinin çoğu da çok şey bildiği havasında.
Aslında hiçbir bildikleri yok!
Yazılıp çizilenlerin, sağda solda dillendirilenlerin tamamı hikaye, masal ve senaryo. Üstelik üretilen senaryoların büyük bölümünün de ayakları yere basmıyor. Bir kısmı dedikodudan öteye gitmezken, bazıları da siyaset mühendisliği kokuyor.
Olmayacaklar olduruluyor…
İmkansızlar imkan dahilinde gösterilip hayata geçirilmeye çalışılıyor.
* * *
Oysa neler olacağı üç aşağı, beş yukarı belli. Yapılan açıklamaları alt alta sıralayın, önümüzdeki günlerde neler yaşanacağı zaten ortaya çıkıyor.
Önce HDP’den başlayalım…
Selahattin Demirtaş, yeni açıkladı:
-Ne AKP ile koalisyon oluruz, ne de dışarıdan destek veririz.
Şimdi, “Dese ne olur, Karayılan hemen duygusal davranmamalarını söyleyip ayar verdi” diyebilirsiniz.
Doğrudur ama AK Parti cephesinden gelen sinyaller de farklı değil. Biliyorsunuz, Başbakan Davutoğlu, meydanlarda “HDP’ye verilen her oy Kandil’e verilmiş olur” ifadesini kullanmıştı. Yetmedi, daha yeni MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye hak verdiğini söyledi. “MHP-CHP koalisyonuna HDP dışarıdan destek versin demek, her kararı Kandil’den onaylatmak olur” değerlendirmesini yaptı.
Demek ki…