Kerkük ağlarken… 

1970’li yıllarda bir Mahir ağabeyimiz vardı bizim. İri yarı, dev cüsseli, farklı bir şiveyle konuşan, babacan tavırlı bir adamdı. Mahallenin çocukları olarak çok severdik O’nu. En çok da sağ...

1970’li yıllarda bir Mahir ağabeyimiz vardı bizim. İri yarı, dev cüsseli, farklı bir şiveyle konuşan, babacan tavırlı bir adamdı. Mahallenin çocukları olarak çok severdik O’nu. En çok da sağ elinin durumu dikkatimizi çekerdi. Sadece başparmağını kullanabilirdi. Diğer parmakları hayli zedelenmiş ve birbirine yapışmıştı. 

Büyüklerimiz, “işkenceden” derlerdi: 

-Kerkük’te çok işkence görmüş. Canını zor kurtarmış, kaçıp Türkiye’ye gelmiş. 

O yüzden çocukluk yıllarımda hep düşünürdüm “Kerkük nasıl bir yer?” diye! Gözümün önüne sürekli olarak zindanlar ve işkence yapılan karanlık mekanlar gelirdi. 

Mahir Ağabey bir gün kayboldu. “Nerede” diye sorduk, “Hasrete dayanamadı, Kerkük’e gitti” dediler. 

“Nasıl olur, insan işkence gördüğü yere gider mi?” diye düşünmüştüm! Gitmişti, çünkü orada bir mücadele vardı. Çünkü, arkadaşları BASS Rejimi ile boğuşurken, O’na Türkiye’de olmak ağır gelmişti. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tarihi savrulma 25 Mayıs 2023 | 652 Okunma Erdoğan kaybeder mi? 24 Mayıs 2023 | 1.080 Okunma Tükettiler cephaneyi 23 Mayıs 2023 | 660 Okunma Hâlâ mı aynı dil? 18 Mayıs 2023 | 679 Okunma Ne vereyim abime? 17 Mayıs 2023 | 861 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar