Terör destekçisi bakanlar
Türkiye’de neler oluyor? İşe önce olayları en baştan ve kronolojik sırayla hatırlatmakla başlayalım. Önümüzde bir Cizre örneği var… Uzun süreden beri kıpırdanmalar yaşanıyordu....
Türkiye’de neler oluyor? İşe önce olayları en baştan ve kronolojik sırayla hatırlatmakla başlayalım. Önümüzde bir Cizre örneği var…
Uzun süreden beri kıpırdanmalar yaşanıyordu. Şehirde silahlı ve özel kıyafetli teröristler boy gösteriyordu.
7 Haziran seçimlerinin ardından “özerklik” ilan edildiği açıklandı.
O açıklamadan sonra özel kıyafetli ve silahlı gruplar, askeri düzen içinde yürüyüşler yaptılar. Şehre güvenlik güçlerinin sokulmayacağını açıkladılar. PKK ve KCK bayrakları altında “zafer” sloganları attılar.
Sınırlar çizildi, hendekler kazıldı, Cizre’nin çevresine bombalı tuzaklar kuruldu.
Ve güvenlik güçleri harekete geçti.
Tam bu noktada Cizre Belediye Başkanı Leyla İmret ortaya çıktı. ABD merkezli Vice News’a bir açıklama yaparak, Cizre’yi “Kürt direnişinin merkezi” olarak gösterdi:
-Türkiye’ye karşı savaş yürütüyoruz. İç savaş Cizre’den başlayacak.
HDP’liler, avuçları patlayıncaya kadar alkışladılar. PKK’nın bu çıkışına bütün güçleriyle destek verdiler. İçlerinden halka çağrılar yaparak Cizre’deki hareketliliğe destek olmaya çağıranlar bile çıktı.
Ama olmadı; evdeki hesap çarşıya uymadı. Şehirde yuvalanan teröristlere güvenlik güçlerinin operasyonları balyoz gibi indi.
Bu defa “yandık, bittik” feryatları başladı. Cizre’de kurdukları sözde “Halk Meclisi” yöneticisi Mehmet Tunç, terör örgütünün televizyonuna çıkıp “imdat” çağrıları yaptı. “Çember daralıyor” diyerek, gözyaşları içinde PKK ve PYD ile birlikte HDP’den de Cizre’ye yardıma koşmasını istedi.
O çağrı yerini buldu. Selahattin Demirtaş işi gücü bıraktı, yanına HDP’li iki bakanı da aldı; sıkışan teröristlere yardıma koştu.
İki gündür Cizre’ye girip sıkışan teröristlere destek vermek için güvenlik kuvvetlerini zorluyorlar. Ne acıdır ki, o güruh içinde Türkiye Cumhuriyeti’nin iki bakanı da var. O bakanlar, şimdi devletin güvenlik kuvvetlerine karşı teröristlerin safında yer alıyor.
Gelinen nokta, herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesini gerektiriyor…
Böyle olacağı belliydi. Seçim Hükümetinde yer alacak olan HDP’li bakanların bu tür fotoğraflar vereceği aşikârdı. Başbakan Davutoğlu bu yüzden çırpınıp durdu. Son dakikada bunun için CHP ve MHP’ye çağrılar yaptı:
-Gelin, elinizi taşın altına koyun. Koalisyon kuramadık, ama hiç olmazsa ülkeyi seçime birlikte götürelim.
Olmadı, olmayınca da hepimizin beklediği bu tablo ortaya çıktı. Bu tablo, o gün siyasi hesaplarla direnip “Yokuz biz, asla yokuz” diyenlerin eseri!