Terör mü? Şerbetliyiz biz!
Patlayan bomba öyle bir etki yaptı ki, az kalsın basınçtan yere düşecektim. Karşı kaldırımdaki aracın kaputu, yaklaşık bir metre kadar üzerimden geçip gitti. Kesif bir toz bulutu çevreyi sardı....
Patlayan bomba öyle bir etki yaptı ki, az kalsın basınçtan yere düşecektim. Karşı kaldırımdaki aracın kaputu, yaklaşık bir metre kadar üzerimden geçip gitti. Kesif bir toz bulutu çevreyi sardı. Kulaklarım duymuyordu, sağır olmuş gibiydi.
1980 öncesiydi…
Ankara Esat Caddesi’ndeki Amerikalılara ait bir binanın önündeki araca konulan bomba, karşı kaldırımda patlamıştı. Aslında çok da olağanüstü bir durum sayılmazdı. O günlerde hep karşılaşıyorduk bu tür olaylarla. Çevremizde bombaların patlamadığı, silahlı saldırıların olmadığı gün yok gibiydi.
Sağ-sol diye ikiye bölünmüştü Türkiye. Terör yüzünden içine kapanmış, hiçbir meselesine çözüm üretemez duruma getirilmişti. Zaten hedeflenen ve istenen de buydu. Çok zaman ve kan kaybettik biz o yıllarda.
Aradan geçen yıllar içinde geriye doğru dönüp baktığımızda gördük ki, o bizim savaşımız değildi. Soğuk savaş yıllarında küresel iki kutbun bizim üzerimizden verdiği bir güç mücadelesi idi.
Anladık gerçeği. Ancak, Türkiye için bu tecrübenin bedeli çok ağır oldu. Hem binlerce gencimizi toprağa verdik, hem de ekonomimiz alabildiğine vuruldu.
***
O yıllarda sığ bakıyorduk meselelere. Kimimiz “komünist” diye karşımızdakine diş biliyor, kimimiz “faşist” diye saldırıyorduk. Önümüze konulan, bize dayatılan fotoğrafın arkasındaki gerçeği göremiyorduk