Uçamadı tetikçiler…
Yaşanan onca acı tecrübeye rağmen, bu ülkede Adil Öksüz benzeri bir skandal daha yaşandı. FETÖ’nün medya yapılanması elemanlarından 21’i, önce serbest bırakıldı. Sonra...
Yaşanan onca acı tecrübeye rağmen, bu ülkede Adil Öksüz benzeri bir skandal daha yaşandı. FETÖ’nün medya yapılanması elemanlarından 21’i, önce serbest bırakıldı. Sonra haklarında yeniden tutuklama kararı çıkarıldı.
Çıkamadılar dışarıya. Kaçamadılar, diğerleri gibi uçup giremediler.
Bunlar FETÖ’nün medya yapılanmasının elemanları. Mesela, “Sanatçı” kimliği kullanan, Atilla Taş da bu örgütün kapatılan Meydan Gazetesi’nde yazılar yazıyordu.
“Gazete” ifadesini, üzerinde öyle yazdığı için kullandım. Yoksa Meydan gazete filan değildi. Tetikçiliğin merkeziydi. Herkese karalar çaldı. Şahsıma da atışlar yaptı. Sonra kapandı.
Yazılarımla Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın gerçek yüzünü ortaya çıkardığım günlerdi. Ağırına gitmiş ve çok içerlemiş olacak ki, hemen Meydan’a talimat verdi:
-Emin Pazarcı’ya saldırın.
Onlar da gereğini yaptılar. İğrenç iftiralarla, karalar çalmaya çalıştılar. Meydan, şahsıma yarım sayfa kadar bir yer ayırdı. Neler yazdılar, neler…
Neymiş, ben bir suikastçıymışım!
1980 Darbesi’nin ardından Ankara’da üst düzey bir askere suikast düzenlemek için harekete geçmişim. Son anda elimden silah düşmüş, becerememişim. Vesaire, vesaire…
Şimdi ne denir buna? “Tetikçilik” ifadesi bile hafif kalır. Hiçbir dayanağı olmayan bu iftiralarla için alçaklık, iğrençlik ve ahlaksızlık gibi ifadeleri peş peşe sıralamak gerekir.
Bu FETÖ’nün medya yapılanması alçaklığın zirvesinde gezdi o günlerde. Sergilemediği iğrençlik kalmadı. On parmağında on kara, mantık dışı ve inanılması güç iddialarla herkese saldırdı.
Hemen harekete geçip suç duyurusunda bulundum tabii ki…