Padişahın kökenleri
Alman birliğini kuran Otto von Bismarck, 19'uncu yüzyılın ikinci yarısında, Avrupa'ya damgasını vuran devlet adamlarının başında geliyordu. O dönemde Fransa ve İngiltere, sadece Almanya'nın değil...
Alman birliğini kuran Otto von Bismarck, 19'uncu yüzyılın ikinci yarısında, Avrupa'ya damgasını vuran devlet adamlarının başında geliyordu.
O dönemde Fransa ve İngiltere, sadece Almanya'nın değil, Osmanlı'nın da başına belaydı. Bu durum Osmanlı ile Almanya'yı, yani Padişah II. Abdülhamid ile Şansölye Bismarck'ı birbirine yakınlaştırmıştı.
Diplomasi gereği Abdülhamid'in Bismarck'a verdiği hediyeler arasında, üç defterden oluşan, gayet şık biçimde ciltlenmiş bir fotoğraf albümü de vardı.
İşte bu üç parçalık albüm, Mayıs 2017'de Almanya'da müzayedeye çıktı. Sanata ve bilhassa Osmanlı tarihine fevkalade meraklı olan, Koç Grubu'nun koleksiyoncu Başkanı Ömer Koç albümü satın aldı.
Keşif ekibinin objektifinden Söğüt kasabasının ileri gelenleri... (1886)
Albümde yer alan fotoğraflar şu sıralar İstiklal Caddesi'nde, Odakule'nin hemen çaprazında bulunan Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi'nde (ANAMED), Tarihin Merkezine Seyahat: Fotoğraf ve Osmanlı Köklerinin Yeniden Keşfi (1886) adıyla sergileniyor.
Görkemli bir sergi değil bu. Ancak ortaya koydukları, II. Abdülhamid hakkındaki kimi yerleşik fikirleri sarsacak nitelikte. Ama önce biraz albümden söz edelim.
1876'da tahta oturan II. Abdülhamid, 1886'da bir keşif gezisi düzenlenmesini ister. İki fotoğrafçı ve üç ressam subayın yer aldığı on kişilik ekip, Osmanlı'nın kurulduğu Söğüt kasabasını, ilk başkent olan Bursa'yı, İznik, Yenişehir ve Bozüyük gibi erken dönem yerleşim birimlerini araştıracak, Eskişehir'e kadar uzanacaktır.
Geleceğin resim ustası Hoca Ali Rıza'nın de yer aldığı ekibin amacı, Osmanlının köklerine ulaşmak, atalardan kalanları kaydetmek ve görüntülemektir.
Söğüt Keşif Ekibi: En sağda geleceğin usta ressamı Hoca Ali Rıza.
Peki bu çabanın anlamı nedir? II. Abdülhamid çoğunluk tarafından, İslam Birliği (Pan-İslamizm) politikalarıyla tanınır. Hatta bu yüzden, Sultan'ın kendisini de sofu bir dindar sananlar vardır.
Halbuki, işte bu serginin de gösterdiği gibi, Pan-İslamizm, Padişah'ın Fransız ve İngiliz emperyalizmine direnmek ve imparatorluğun dağılmasını engellemek için başvurduğu bir siyasetten ibaretti.
Önce Osmanlı'nın doğduğu bölgede Ertuğrul Sancağı'nı oluşturması ve ardından düzenlenen Söğüt keşif gezisi, Padişah'taki güçlü milliyetçi damarı işaret ediyor.
Oluşturduğu modern okullarda eğitim görenlerin, milliyetçi kadrolar olarak ileride Cumhuriyeti kurmaları bahsine girmiyoruz bile...
Tarihin Merkezine Seyahat sergisi 30 Eylül'e kadar sürecek. İmkanı olanların, bilhassa üniversite öğrencilerinin gezmesinde büyük fayda var.