ABD’deki Türkler ve ATAA
Değerli Büyükelçimiz Şükrü Elekdağ’ın kuruluşuna öncülük ettiği ABD’deki Türk kuruluşlarının şemsiye örgütü, Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi, ATAA’nın...
Değerli Büyükelçimiz Şükrü Elekdağ’ın kuruluşuna öncülük ettiği ABD’deki Türk kuruluşlarının şemsiye örgütü, Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi, ATAA’nın sempozyumunda Türk Devrimi’nin özelliklerini ve Amerikan, Fransız ve Rus Devrimleriyle olan farkını anlattıktan sonra, gece gala yemeğinde de “Ana Konuşmayı” yapmam istendiğini fark ettim.
Kendimi tekrarlamadan hangi konuya eğilebileceğimi çok düşündüm ve sonunda, zekâsı ve çalışkanlığıyla dikkatimi çekmiş olan örgütün Başkan Yardımcısı Nilüfer Esen Bilgin’in önerisini dikkate alarak, “Türk Diyasporası” ve daha özel anlamda, “Türkiye’yi, Türk Kültürünü, Türk Dilini yurtdışında temsil eden insanlar” hakkında kısa bir konuşma yapmaya karar verdim.
Elbette “yemek öncesinde” konuşacağımın bilinciyle, insanların temel gereksinmeleri olan yemek, içmek ile, Maslow’un ihtiyaçlar piramidinin en sonunda yer alan “kendini gerçekleştirmek” etkinliğini, yani beni dinleyenlere, onların bilinçlerini geliştirmek ve destek olmak için kendi haklarında yapacağım konuşmayı yarıştırmak gibi abuk sabuk bir iddiam olmadığı için çok kısa bir konuşma yaptım ve Türk Diyasporası olarak ATAA içinde yaptıkları etkinliklerin önemini Fransız Devrimi’nden bir mecazla (metaforla) anlatmaya çalıştım.
***
Değerli okurlarım, ABD’deki Türkler ve Türkiye kökenliler, dünyanın pek az ülkesindeki Türklere ve Türk kökenlilere benzer:
ABD’deki Türkler, ne Avrupa’daki gibi genellikle işçi ve köylü kökenlidir, ne de davet üzere bu ülkeye gelmişlerdir...
Genel olarak buralarda yeni bir hayat kurmaya çabalayan, çalışkan ve yetenekli kişilerdir. (Elbette istisnalar da var, ama ben genel ortalamadan bahsediyorum.)
Bunların arasında, yaşam kavgasında başarılı olmuş, ABD’de kendilerini kanıtlamış olan bazıları, kendi kimliklerini ve kültürlerini korumak için gönüllü dernekler kuruyor ve çeşitli etkinlikler yapıyorlar.
En büyük sorunları, ABD’de doğmuş olan çocuklarının kimliklerini ve kültürlerini korumak, onların ülkeleriyle ve aileleriyle ilişkilerini sürdürmek ve geliştirmek olarak görünüyor.
Elbette bu zor bir iş, çünkü evlatlarının başarılı olmalarını sağlamak isteyen her aile, önce onların yetiştikleri toplum içinde dışlanmamaları, başarılı olmaları için o kültürde büyümelerine, mücadele etmelerine ve gelişmelerine destek olmak zorunda.
Çocukların bir yandan ABD kültüründe başarılı olmalarını sağlamak öte yandan onlara Türk kimliğini ve kültürünü aşılamak ise hiç kolay değil...
Ama olanaksız da değil:
Bu amaçla, Türklerin kurdukları dernekler bir yandan ülkelerini ABD’de, medyada, siyasette ve her yerde savunurken, öte yandan çocukların yetişmelerinde yardımcı olmak için özel okullar, dernekler kuruyorlar.
ATAA sempozyumunda bu konu da, özellikle dijital devrim bağlamında, bilgisayar programları açısından tartışıldı.
Sevgili Mehmet Haberal’ın kurduğu, Başkent Üniversitesi’nin dijital teknolojileri eğitimde bu amaçla geliştirmelerini takdirle karşılıyorum.
Çocuklar ve gençler arasında bilgisayar oyunları çok kullanıldığı için, oyun alanın da, Türk kimliğini ve kültürünü aşılamakta ve geliştirmekte, başka eğitim yöntemlerine ek ve yardımcı olarak, etkin bir biçimde kullanılabileceğini düşünüyorum.
***
ATAA’nın kuruluşunda büyük emeği geçen Sevgili Büyükelçi Şükrü Elekdağ’ı...
Başta, Ülkü Ülgür, Bülent Başol, Nurten Ural, Ergün Kırlıkovalı, Kenan Çağlar, Gökhan Özalp, Mazlum Koşma, Hakan Dakın olmak üzere, dünkü, bugünkü ve yarınki yöneticileri, gelmiş geçmiş bütün çalışanlarını ve destekçilerini kutluyorum.
***