Bataklık çukurunda debelenenler ve insanlık
Onlar ki karaktersizlik ve onursuzluk çukurunun bataklığındadebelenenlerdir: Debelendikçe, batarlar, battıkça debelenirler! *** İster belediye başkanı, milletvekili, bakan, başbakan...
Onlar ki karaktersizlik ve onursuzluk çukurunun bataklığındadebelenenlerdir:
Debelendikçe, batarlar, battıkça debelenirler!
***
İster belediye başkanı, milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanıolsun...
Kendi çıkarlarını ülke çıkarlarının önüne alan politikacılar...
İster zabıt kâtibi, avukat, savcı, yargıç olsun:
Emirle, hukuka ve adalete aykırı işlem yapan adalet mensupları...
İster yazar, çizer, gazeteci, yorumcu, yönetici olsun:
Menfaat için gerçekleri saptıran medya mensupları...
***
Onlar hiçbir dine, hiçbir mezhebe ait değillerdir...
Onların ırkı, milliyeti yoktur...
Tarihin hiçbir dönemine özgü de değillerdir:
“İnsanlık” tarihiyle birlikte var olurlar...
“İnsanlıkla” birlikte yaşarlar.
“İnsanlığı” yok etmeye çalışırlar...
Bilmezler ki, “İnsanlığı” öldürdükleri takdirde kendileri de yok olacaklardır...
Bilmezler ki, kendilerine hayat veren, onları yaşatan esas güç ve kuvvet,bizzat, o yok etmeye çalıştıkları “İnsanlıktır”:
Kendilerini bulundukları noktaya getiren gücün, kuvvetin, o yok etmeyeçalıştıkları “İnsanlığın” gücü, kuvveti olduğunu unutmuşlardır!
***
“İnsanlık”, karaktersizlik ve onursuzluk çukurunun bataklığında debelenenlere direnir:
“Şeref” der...
“Haysiyet” der...
“Özgürlük” der...
“Demokrasi” der...
“Hak” der...
“Hukuk” der...
“Adalet” der...