Bir ‘Anıt Adam’: Ali Sirmen
Bir insan ne zaman “Anıtlaşır”: Bir fikri, bir görüşü, haklı ve doğru olarak, bıkmadan, usanmadan, her türlü zorluk ve olanaksızlık karşısında, tutarlı olarak savunduğu...
Bir insan ne zaman “Anıtlaşır”:
Bir fikri, bir görüşü, haklı ve doğru olarak, bıkmadan, usanmadan, her türlü zorluk ve olanaksızlık karşısında, tutarlı olarak savunduğu zaman!
Kimlik ve kişiliğine acımasız saldırılar yapıldığında, cezalandırıldığı, hatta hapse bile atıldığı zamanlarda, yılmadan, doğru olduğuna inandığı ve gerçekten de tarih ve bilim önünde doğru olan görüşlerinden sapmadığı, kıvırtmadığı, dönmediği zaman!
Kendi arkadaşlarının bile savundukları, çoğunluk tarafından benimsenen yanlışlara karşı, tek başına, sırf kendisine olan saygısından ve güveninden dolayı, ödün vermeden direnebildiği zaman!
Ve bütün bu tutum ve davranışlarını, kendisini yüceltmeden, övmeden ve hatta önemsemeden, kendisiyle matrak geçerek, mütevazı bir biçimde irdeleyebildiği, anlatabildiği zaman!
***
Bazı “Anıt İnsanlar”ın iyi konuşmak, iyi yazmak, duygu ve düşünceleriniçarpıcı ve esprili bir biçimde aktarabilmek gibi ilave özellikleri de vardır:
İşte Ali Sirmen bunlardan biridir!
Kendisini ilk kez, yıllar önce ben daha Hacettepe Üniversitesi’nde genç bir doçentken katıldığım, Uğur Mumcu’nun da konuşmacı olduğu bir açık oturumda dinlemiştim.
Bildiğiniz gibi Uğur Mumcu da bir “Anıt İnsandı”:
Üstelik, müthiş zeki, araştırmacı ve çok güzel konuşan, dinleyenleri adeta büyüleyen bir hatipti.