Bir simge olarak ‘Saray!’
Atatürk Orman Çiftliği, AOÇ, sadece yeşil bir vaha değildi bozkırın ortasında: O aynı zamanda insan iradesinin doğayı nasıl güzelleştirebileceğinin, bilimsel tarımla nasıl verimli bir hale...
Atatürk Orman Çiftliği, AOÇ, sadece yeşil bir vaha değildi bozkırın ortasında:
O aynı zamanda insan iradesinin doğayı nasıl güzelleştirebileceğinin, bilimsel tarımla nasıl verimli bir hale getirebileceğinin de bir örneğiydi...
Devrimci Türkiye Cumhuriyeti’nin devrimci halkının kurduğu yeni devletin, ekonomiye, tarıma, doğaya, insana bakışının bir simgesiydi...
Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün millete tarihsel bir armağanıydı!
***
AOÇ üzerindeki inşaat önce Başbakanlık binası olarak başlatıldı...
Sonra Erdoğan Cumhurbaşkanı olunca, Cumhurbaşkanlığı binasınadönüştürüldü...
Milletin malı olduğu söyleniyor ama inşaatın amacı, adı ve tarihçesi bile Erdoğan’a özel bir bina olarak yapıldığını gösteriyor.
***
Yapımı sorunluydu, izinler tam alınmadan inşaata başlanmıştı...
Ankara İdare Mahkemesi, sit alanı içinde olduğu için inşaatı durdurma kararı aldığında Erdoğan “Binayı yapar açarız, sıkıysa gelin yıkın” dedi; öyle de yaptı.
Gerek inşaatı, gerekse işletmesi, büyük, çok büyük ve gereksiz bir israfı yansıtıyor:
1 milyar 370 milyon lira olduğu söylenen ve maliyetinin çok altında olduğu bilinen resmi açıklamalara göre, harcanan para ile nelerin yapılabileceğini ben de 13 Aralık 2014 tarihli yazımda “Bir Saray Nelere Bedel” başlığıyla Cumhuriyet’te anlatmıştım.
Bittikten sonra 1000 odalı olduğu söylendi...
Erdoğan buna karşı çıktı, kamuoyuna nispet verir gibi:
“Hayır, 1000 değil, 1150 odalı” dedi.
İlerde AKP dönemindeki hukuksuzluğun, yağmanın, israfın, kibrin, doğa tahribatının, yeşil düşmanlığının ve sonradan görmeliğin bir abidesi olarakanımsanacak.