Büyük ahlâk bunalımı
Bir toplumda ahlâkın kaynağı: 1) Gelenekler, görenekler... 2) İnanç yani din... 3) Üretim biçimi...
4) Siyasal rejim...
5) Bunların sonucu olarak ortaya çıkan, zorlayıcı, cezalandırıcı kurallar koyan devlet...
6) Son olarak da devletin ahlâk anlayışını zorlayıcı kurallarla topluma aktaran hukuktur.
Tarihsel olarak bu ahlâk anlayışı:
1) Göçebe kabile toplumlarında reis tarafından...
2) Din Tarım Toplumlarında, toprak ağası, şeyh, şıh, papa, patrik, halife, kral, şah, padişah tarafından...
3) Kent Endüstri Toplumlarında “Hukuk Devleti” tarafından...
Temsil ve topluma empoze edilir.
Sonuç olarak “Genel Ahlâk” günümüzde bir toplumda “Hukuk Devleti” tarafından temsil ve empoze edilen ahlâktır.
Peki “Hukuk Devleti” nedir?
“Hukuk Devleti”, insanlık tarihinin birey ve devlet ilişkileri bakımından eriştiği en son aşamadır:
1) Bütün insanların doğuştan devredilemez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu gerçeğine dayalıdır.
2) Hangi kimlikten (din, mezhep, ırk, milliyet, cinsiyet) olursa olsun, bütün insanların bu temel hak ve özgürlükler açısından eşit olduklarını kabul eder.