Değişen ittifaklar Hazin savrulmalar
Türkiye çok hızlı fikir değiştiren, “bugün ak dediğine yarın kara diyen”, dünkü dostlarını bugün düşman, dünkü düşmanlarını bugün dost ilan eden...
Türkiye çok hızlı fikir değiştiren, “bugün ak dediğine yarın kara diyen”, dünkü dostlarını bugün düşman, dünkü düşmanlarını bugün dost ilan eden, otoriter bir siyasal iktidarın pençesinde kıvranıyor!
Bu iktidar hem çok hızlı fikir, müttefik ve düşman değiştiriyor...
Hem de otoriter!
Böylece, siyasal arenada ve medyada tetikçilik yapanlar, zayıf kişilikli biatçı gazeteciler, yazarlar ve politikacılar, bu keskin virajlar ve sert baskılar karşısında çok sık fikir değiştirmek, neredeyse her gün, bir gün önce söylediğinin ve yazdığının tersini yazmak ve söylemek zorunda kalıyorlar!
Hızlı değişim yaşanan alanlar çok fazla, üstelik hepsi de iç ve dış politikadaönemli ve ciddi konular:
Fethullah Gülen ve Cemaat.
Kaddafi ve Libya.
Esad ve Suriye.
IŞİD ve Ortadoğu.
İsrail.
Mursi, Sisi ve Mısır.
AB.
Barış süreci, Kürt sorunu, Öcalan ve PKK.
Ayrı ayrı sorunlar olarak, HDP, MHP ve CHP.
Perinçek/Aydınlık/Vatan Partisi.
Ana akım medya (Doğan Grubu).
***
İktidar tetikçilerinin gülünç dönekliklerine alıştık.
Beni hüzünlendiren husus, iktidarın dönüşlerine koşut olarak tutum ve davranış değiştiren, Erdoğan/AKP çizgisinin eski ve yeni müttefikleri ve karşıtları:
1) Erdoğan’ı eskiden “demokrasi havarisi” ilan edip bugünkü gücüne erişmesine yardımcı olduktan sonra, şimdi ona “diktatör” diyen “FETÖ’cüler”, “İkinci Cumhuriyetçiler”, kendilerine “eski solcu” veya “liberal” etiketi yakıştıranlar.
2) Erdoğan’ı bir zamanlar yaptıklarından dolayı “diktatör” diye eleştirip şimdi ona, PKK ve FETÖ ile mücadelesinden dolayı (sanki FETÖ’yü iktidara getiren de PeKaKa’yı da “Barış sürecinde” güçlendiren de o değilmiş gibi) “kurtarıcı” muamelesi yapan Perinçek/Aydınlık/Vatan Partisi Grubu ve ana akım medyadaki bazı gazeteciler.
***
Ben her zamanki çizgimde, Demokrasiden ve Adaletten yana tavrımı sürdürüyor, elbette iktidarı da bu açılardan eleştiriyorum.