Demokrasi yutturmacasında kör öfke ve gerçek kazanan
Bir koşuya hazırlanıyorsunuz: Çok başarılı bir antrenörünüz var... Ayrıca genel kondisyon için, ünlü bir spor hocası da tutuyorsunuz... Yemenizi içmenizi bu yarışmaya göre planlıyorsunuz; bir...
Bir koşuya hazırlanıyorsunuz:
Çok başarılı bir antrenörünüz var...
Ayrıca genel kondisyon için, ünlü bir spor hocası da tutuyorsunuz...
Yemenizi içmenizi bu yarışmaya göre planlıyorsunuz; bir beslenme uzmanı, tanınmış bir sporcu diyetisyeni size yardımcı oluyor...
Ruhsal hazırlığınız için, özel uzmanlık alanı spor ve sporcular olan, deneyimli bir psikiyatri profesöründen muntazam danışmanlık hizmeti alıyorsunuz.
Sonunda ulaşabileceğiniz en yüksek performans noktasına erişiyorsunuz...
Büyük bir umutla yarışa katılıyorsunuz...
Ve yarışı kazananın gerisinde kalıyorsunuz.
Çünkü siz koşarken o motosikletle katılıyor yarışa!
(Koşuya motosikletle katılan yarışçı benzetmesini, Erdoğan’ın Başbakanlık’tan istifa etmeden girdiği 2014 Cumhurbaşkanı seçiminde yapmıştım.)
Üstelik birinci olan motosikletli, bununla da yetinmemiş, hakemleri bile önceden ayarlamış...
Koşu pistini de kendine göre düzenlemiş, rakiplerini engelli şeritlerde koşmaya mecbur etmiş...
Hatta bitiş ipini de, kendi kazanmasını garantileyecek biçimde hareketli yapmış.
Siz canınızı dişinize takarak hazırlandığınız ve gerçekten de son nefesinizi verir gibi koştuğunuz bu yarışı kaybedince, öfkeden yanlış hedefe yöneliyor, motosikletliye değil, sizi bu maratona hazırlayanlara saldırıyorsunuz!
*** Bundan sonraki yazımda, Erdoğan/ AKP iktidarının seçimleri kazanmış görünse de Türkiye’yi niçin yönetemeyeceğini anlatacağım.