Demokratik direniş zayıflamamalı
Cumhuriyet yazarı Emre Kongar bu hafta 'Demokratik direniş zayıflamamalı' başlıklı yazısını kaleme aldı.
Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti için direnmek zordur:
Bu tehdit ve tehlikenin bilinci yoksa, direniş de olmaz!
Tehdit ve tehlikenin önlendiğine ilişkin yaygın bir kanı varsa, direniş yine gerçekleşmez!
Halkın Cumhuriyetin yüzüncü yılını CHP’li belediyelerin öncülüğünde büyük bir katılımla kutlaması sizi yanıltmasın:
Var olduğunda herkesin ittifak ettiği tehdit ve tehlike önlenmiş ya da geçmiş filan değil...
Tam tersine, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini sarsan mevcut iktidar, bu kutlamalardan da ders alarak, daha ciddi ve daha etkili politikaları, projeleri, uygulamaları devreye sokacak!
Çünkü yakın tarihimizdeki her üç büyük Demokratik Cumhuriyetçi Direniş gösterisi de böyle sonuçlar verdi… Demokratik Direniş, DD, güçlendirilerek sürdürülmeli!
Mitinglerin, yürüyüşlerin, kitle gösterilerinin en önemli etkisi, bireyin yalnızlığını gidermesi, belli bir ideolojinin, inancın, siyasetin ifadesinde halkın, milletin, genel duygu ve düşüncelerini ifade etmesidir.
Otoriter iktidarların en büyük korkusu bu tür Demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi özlemleri dile getiren, adalet arayan kitle hareketleridir.
Bu gösterilere katılan bireyler genellikle kendi fikirleri, inançları ideolojileri için, önemli bir çalışma yaptıkları düşüncesiyle, anlamlı bir eylemin bir parçası oldukları duygusuyla tatmin olurlar…
Bu tatmin yanlış da değildir; üstelik yararlıdır da.