Doğmayan halkoylaması: Yok hükmündeki anayasa
15 Temmuz darbe girişimi Türkiye’yi bir felakete götürdü: Başarılı olsaydı, kışla-cami ittifakıyla Türkiye çok koyu bir faşizme kurban olacaktı.
Esas olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ana gövdesinin, ona ek olarak, Silivri kurbanı olan Atatürkçü subayların ve AKP-Erdoğan iktidarına muhalif olan demokrat kamuoyunun da karşı çıkması ile bu girişim bastırıldı.
Şükür ki başarılı olamadı; ama bu kez de 20 Temmuz’da Erdoğan-AKP iktidarının Olağanüstü Hal, OHAL ilan etmesiyle ülke başka bir darbenin kurbanı oldu:
Darbe girişimini “Allah’ın lütfu” olarak niteleyip, “Bu girişim olmasaydı, şimdi yaptıklarımızı yapamazdık” diyen iktidar, OHAL koşullarında uyguladığı baskılar altında, haksız, adaletsiz, dengesiz bir “sözde halkoylaması” yaparak, üstelik bu “sözde halkoylaması” sırasında, yasalara açıkça aykırı olan mühürsüz zarf ve oy pusulalarını da sayıma dahil ederek, rejimi değiştirdi.