Erdal İnönü ile Kürtler üzerine
1991 seçimleri, 1980 darbesi sonrasında, askeri yönetimin etkisinden kurtulmuş bir havada yapılıyordu... Demirel, AP’nin kapatılmasından sonra Doğru Yol Partisi’ni kurmuş ve DYP’de, “Kendi arsamız üzerine...
1991 seçimleri, 1980 darbesi sonrasında, askeri yönetimin etkisinden kurtulmuş bir havada yapılıyordu...
Demirel, AP’nin kapatılmasından sonra Doğru Yol Partisi’ni kurmuş ve DYP’de, “Kendi arsamız üzerine gecekondu kurdurmayız” dediği Özal’a, yani ANAP’a karşı müthiş bir atağa kalkmıştı:
Medyayla ilişkilerini tazelemiş ve gündemin başına oturmuştu; gazetelerde televizyonlarda, her gün, Tansu Çiller ve Emre Gönensay gibi yeni isimlerin DYP’ye katıldığına ilişkin haberler çıkıyordu.
Çillerler, bu ortamda, Demirel’in de katılacağı bir akşam yemeği düzenlemiş ve eşimle birlikte beni de davet etmişlerdi. Akademik toplantılar vesilesiyle zaten yakından tanıştığımız Tansu Çiller’in yalısındaki bu akşam yemeğinde, Demirel, CHP eğilimli bir işadamı aracılığıyla bana da milletvekilliği teklif etmişti.
Ben de, DYP’ye katılmayı hiç düşünmediğim için, bu öneriyi, “Çok teşekkür ederim, siyasete atılmayı düşünmüyorum” diye nazik bir biçimde reddetmiştim.
Bu arada, 1989 yerel seçimlerinde Türkiye’de birinci parti olan SHP sessizliğini koruyor ve bu sessizlik beni çok rahatsız ediyordu. Bir gün, sırf Sosyal Demokrasi’ye ve Erdal İnönü’ye destek olabilirim umuduyla, ben de SHP’ye katıldığımı açıkladım.
Erdal Bey hemen, Ankara’da benimle birlikte bir basın toplantısı düzenledi ve o gün Avrupa’dan, Türkiye’nin AB’ye katıldığını ilan ederek dönen Özal’ı eleştirerek, “Özal’ın Ankara’ya gelişi değil Emre Kongar’ın SHP’ye gelişi daha önemlidir” dedi.
***
Erdal İnönü, PKK terörü ile mücadele etmek ve Kürt Sorununu çözmek için, seçimlerde, Kürt kökenli politikacıları SHP listesine almıştı. Bu tutum partiye özellikle Batı’da çok oy kaybettirmiş, SHP, 1989 Belediye seçimlerindeki yerini koruyamayarak, DYP’nin arkasına düşmüştü.
Erdal Bey, Kürt kökenli politikacıları ve Kürt sorunlarını Meclis’e, meşru siyaset zeminine taşıyarak, PKK terörünü önlemeyi amaçlıyordu; ama bunu kendi seçmenine anlatamamıştı.
Üstelik, Kürt kökenli milletvekilleri de Meclis’te, Kürtçe yeminde ısrar etmek gibi davranışlarla bir takım sorunlar yaratmışlar ve sonunda da yurtdışındaki bir toplantıya katılım dolayısıyla, Erdal Bey’e verdikleri sözün bozulmasına yol açarak, SHP’den kopmuşlardı.
***
Seçimlerden sonra, DYP-SHP koalisyonu kurulmuş, Erdal İnönü Başbakan Yardımcısı olmuştu. Bu arada ben de partinin en üst yönetim organı olan Parti Meclisi’ne seçilmiştim. Bir toplantıda PKK terörü ve Kürt Sorunu tartışmalarından sonra, Erdal Bey’e “Bir terör örgütü, eğer bir dini veya etnik ya da başka bir tutarlı ideolojiye sahipse ve başka ülkelerden, hele de komşu ülkelerden destek görüyorsa, o terörü bitirmek çok zordur” diye kısa bir rapor verdim.