Erdal İnönü’yü özlüyorum
Muhtemelen bugün pek çok kişi Almanya’nın “soykırım” kararını yazacak! Konuyu çok merak edenler benim “Tarihimizle Yüzleşmek” adlı kitabıma bakabilir. Ben bugün farklı bir...
Muhtemelen bugün pek çok kişi Almanya’nın “soykırım” kararını yazacak! Konuyu çok merak edenler benim “Tarihimizle Yüzleşmek” adlı kitabıma bakabilir. Ben bugün farklı bir şey yazmak istedim! *** Güncel siyasette ne yoksa, onda vardı... Bugün ülke yönetiminde neyin özlemini çekiyorsak, o, bütün bu özlediğimiz değerleri temsil ediyordu. *** Zekâsını özlüyorum... Nezaketini özlüyorum... Terbiyesini özlüyorum... Efendiliğini özlüyorum... Karşısındakine saygısını özlüyorum... Kültürünü özlüyorum... Bilgisini özlüyorum... Mantığını özlüyorum... Tutarlılığını özlüyorum... Güvenilirliğini özlüyorum... Demokratlığını özlüyorum... Laikliğini özlüyorum... Hukuka saygısını özlüyorum... Ve elbette dostluğunu çok çok özlüyorum! *** Osmanlı’nın çöküşünü, bilim devrimini kaçırmış olmasına ve elbette eğitime bağlardı. Türkiye’nin en iyi yetişmiş, çift “L” harfi ile yazılan, entellektüellerinden biriydi. Klasik felsefeye ve klasik edebiyata hâkimiyeti beni çok şaşırtmıştı. (Sonra da kendi kendime “Sen onun babasının eseri olan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Tercüme Bürosu’nun yayımladığı klasikleri okuyarak büyüdüğün için övünüyorsun. Bu adam, o kültürü topluma sunan kişinin oğlu. Elbette bu kültürden öncelikle o yararlanmıştır” diye düşünmüş ve şaşırmış olmama gülmüştüm.) Örneğin, DYP ile koalisyon konusunda karar alınacak olan bir Küçük Kurultay toplantısında yaptığım konuşmadaki Shakespeare göndermesini salonda bir tek o anlamış ve gülmüştü. (Ben Müsteşarken, ss.40-42)