Estetikli siyaset
Bugün yine ülkemizdeki adalet- siyaset-ekonomi ilişkilerindeki gariplikleri ve çelişkileri yazacaktım ama birden bu çelişkilerin altında yatan temel sorunla ilgili bir haber gözüme ilişti: Son güzellik yarışmasında...
Bugün yine ülkemizdeki adalet- siyaset-ekonomi ilişkilerindeki gariplikleri ve çelişkileri yazacaktım ama birden bu çelişkilerin altında yatan temel sorunla ilgili bir haber gözüme ilişti:
Son güzellik yarışmasında birinci seçilen mankenin estetik ameliyatlı olduğu ortaya çıkmış; tacının elinden alınıp alınmayacağı tartışılıyormuş.
Estetik ameliyatla düzeltilmiş organlara, ya da böyle organları olan kişilere, halk arasında, kısaca, “estetikli” deniyor; “estetikli burun” ya da “estetikli artist” gibi.
Aslında insanların güzellik merakı ve güzelliğin toplumsal işlevleri konusunda felsefi bir köşe yazısı döktürülebilirdi ama ben konuyu politikacılar bağlamında ele alarak “estetikli siyaset” üzerinde durmak istiyorum.
***
Çok Partili Düzen’in ilk “estetikli siyaset” olayı 1950’de görülmüş ve yarattığı büyük hüsran, 1950-1960 arasında, Demokratik Rejimi kurma hedefinin çöpe atılışı ile yaşanmıştır:
Demokrat Parti, Din/Tarım Toplumunu temsil eden “Toprak Ağalığı” görünümünü bir “estetik ameliyat” ile “Demokrat” görüntüye dönüştürmüş ve iktidara gelmiştir.
Bu “estetikli” partinin gerçekten Demokrat olduğuna inanan Komünistler de ona başlangıçta destek vermişler...
Bu “estetikli” görüntünün arkasındaki gerçek yüzü ancak 1951 tevkifatı ile kendilerini hapiste bulunca fark etmişlerdi.
DP’ye iktidar olanağı veren CHP de, bunu derhal, 1951’de mallarına el konularak öd...