İçeridekilerin sayısı artarken: Babıâli’de Cinayet!
Pazar günleri artık, içerideki gazeteci, yazar, medya yöneticisi arkadaşlariçin “unutulmasınlar” diye yazı yazmaya gerek kalmadı... Çünkü medya zaten, hemen hemen her hafta, yeni bir “medya mensubunun”...
Pazar günleri artık, içerideki gazeteci, yazar, medya yöneticisi arkadaşlariçin “unutulmasınlar” diye yazı yazmaya gerek kalmadı...
Çünkü medya zaten, hemen hemen her hafta, yeni bir “medya mensubunun” tutuklanması haberi ile çalkalanıyor!
AKP’nin tek başına yürüttüğü “İkinci Silivri Trajedisi” operasyonu, bir AKP/FETÖ ortak prodüksiyonu olan “Birinci Silivri Trajedisi”ni aratmayacak sahnelerle sürüyor!
Bu nedenle ben bu hafta bir “anımsatma” yazısı yazmaya gerek görmedim...
Onun yerine “içerideki” medya mensupları için “dışarıdaki” kıdemli bir arkadaşlarının bir romanından söz edeceğim.
***
“BABIÂLİ’DE CİNAYET”, kıdemli bir gazeteci-yazarın, Haluk Şahin’in songünlerde çıkan bir romanı.
Bu romanında Haluk Şahin, “günün değişen koşullarına uyum sağlamış” ünlü bir köşe yazarı/televizyon yorumcusu olan Kahraman Karaman’ın gerilimli öyküsünü anlatıyor.
Fazla ipucu verip romanın tadını kaçırmak istemiyorum...
O nedenle bazı genel izlenimler dışında özel yorumlar yapmayacağım.
***
Kahraman Karaman, Küre Gazetesi’nin ünlü bir köşe yazarıdır ve patronu adına, ilgili bakan nezdinde bir altın madeni işini takip etmektedir.
Gençliğinde, gerilla olmak için yurtdışına bile gitmiş ve başından çeşitli serüvenler geçmiş bir “eski solcudur”.
Gazetenin, eski düzene koşullanmış, düzgün gazetecilik yapmaktan başka bir derdi olmayan genel yayın yönetmeni ile arası iyi değildir...
Gazetedeki dengelerin her an değişebileceğini ve herkesin her an başına kötü bir şey gelebileceğini de bilir ve bu durum onu tedirgin eder.
Eski bir sol eylemci ve yoldaşı olan karısından boşanmıştır ve şu sıralar genç, kültürsüz, yeniyetme bir pop şarkıcısı ile gizli bir ilişki yaşamaktadır.
Tam bu karmaşık ilişkilerin ortasında zaten gerilimli bir hayat sürdürürken, bir suikast ihbarı ile yakın korumaya alınır, geçmişi didik didik araştırılmaya başlanır...
Ve olaylar tırmanır, roman gittikçe ilginç bir hal alır!
***
Haluk Şahin bu romanında, Türkiye’nin ve Türkiye’deki medyanın son zamanlardaki sorunlarını, “dönek bir yazar” üzerinden ve “onun gözünden” irdeliyor...
Hiç kuşkusuz bunu büyük bir başarıyla da yapıyor.
“BABIÂLİ’DE CİNAYET”, okurun ilgisini sürekli canlı tutan, didaktik nutuklardan ve sıkıcı çözümlemelerden kaçınmış, ilginç olayların ve bilinç akışlarının iç içe geçtiği sürükleyici bir anlatıma sahip, gerçek ve güzel bir dönem romanı.
***
Medya mensuplarını yargılamaya bile gerek görmeden hapse atarak doğrudan cezalandıran bu iktidar, acaba, hapistekilere ek işkence olsun diye uyguladığı kitap yasağını biraz olsun hafifletti mi?
Eğer, kitap yasağı biraz hafifletildiyse, “içerideki” arkadaşlar da “dışarıdaki” bir meslektaşlarının bu romanını ilgiyle okuyacaklardır sanıyorum.