İktidar eliyle yoksullaştırılmak, köktendincilik ve deprem
Cumhuriyet yazarı Eme Kongar bu hafta 'İktidar eliyle yoksullaştırılmak, köktendincilik ve deprem' başlıklı yazısını. kaleme aldı.
TÜİK, bir devlet kurumu. ENAG, bir gönüllü kuruluş.
Dün bu iki kuruluş da enflasyon oranlarını açıkladı:
TÜİK, yıllık enflasyonu yüzde 64.86, Ocak ayı enflasyonunu yüzde 6.7 olarak belirtti.
ENAG, yıllık enflasyonu yüzde 129.11, Ocak ayı enflasyonunu yüzde 9.38 olarak ölçmüş.
Özetle, gerçek fiyat artışı, TÜİK’in açıkladığı oranın iki misli.
Peki bu farklı oranlar bizi niçin ilgilendiriyor?
***
TÜİK ve ENAG oranları arasındaki fark, halkın genel olarak ne oranda yoksullaştığını gösteriyor.
Fiyatlar ENAG’ın açıkladığı oranda artıyor.
Devlet ise maaşlara, ücretlere, TÜİK’in ilan ettiği orana göre zam yapıyor.
Yani insanlar, fiyat artışlarının ancak yarısı oranında zam aldıkları için, her ay en az, gerçek enflasyon oranının yarısı kadar gelir kaybına uğruyor.
***
Zaten vergi ödüyoruz.
Hem de çok...
Özellikle yiyecek ve içecek vergileri vasıtalı vergi oldukları için, en yoksul da en zengin de aynı vergiyi ödüyor.
Ayrıca enflasyon, cebimizdeki parayı da eksiltiyor.
Peki cebimizden eksilen bu paralar nereye gidiyor?
Başka masraflarla birlikte, TÜİK memurlarının maaşlarının da ödenmesine!
Bu da işin kara mizah tarafı: