Kaç koyduk? Kaç alamadık!
Irak Harekâtı için “Bir koyup üç alacağız” denmişti! Suriye Savaşı için de söylenen “Şam’da Emevi Camisi’nde namazımızı kılacağız” sözü belleklerdedir.
Dünya stratejisi, Sovyetler Birliği’nin çökmesi ve Küreselleşme denilen dönemin başlaması ile değişmişti.
Fakat Küreselleşme dönemi tek düze, tek doğrultuda gelişen bir dönem değildi.
Bugün en azından, “Küreselleşmenin İkinci Aşamasını” yaşıyoruz:
İnsanlık tarihinin üçüncü büyük devrimi olan “Bilişim Devrimi”nin başlangıç dönemi olan Küreselleşme’nin, “Birinci Aşaması” 1989’da Avrupa’da, Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla başlamış, 2001’de Amerika’ya yapılan 11 Eylül El Kaide saldırısıyla bitmişti.
11 Eylül saldırısıyla Küreselleşme’nin “İkinci Aşaması” başlıyordu:
Bu İkinci Aşama’nın Birinci Aşama’dan farkları şöyle özetlenebilir:
1) Birinci Aşama’da ortaya çıkan “Amerika Birleşik Devletleri’nin siyasal ve askeri liderliği” İkinci Aşama’da “Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri işgali”ne dönüştü.
2) Birinci Aşama’da ortaya çıkan “Uluslararası sermayenin ekonomik egemenliği”nin, daha önce öne sürüldüğü gibi yoksul ve zengin uluslar arasındaki farkı azaltmadığı, tam tersine bu farkın artmasına yol açtığı, İkinci Aşama’da anlaşıldı.