Kaht-ı rical: Devlet adamı kıtlığı
Son günlerde artık özgürlüğünü ve bağımsızlığını bütünüyle yitirmiş olan medyadaki seçim tartışmalarına bakıyorum da, “İşte eskilerin kaht-ı rical...
Son günlerde artık özgürlüğünü ve bağımsızlığını bütünüyle yitirmiş olan medyadaki seçim tartışmalarına bakıyorum da, “İşte eskilerin kaht-ı rical dedikleri sorun bu durum olsa gerek” diyorum.
“Kaht-ı rical”, “Devlet adamı kıtlığı” demek.
Burada “adam” ile kastedilen, normal erkek, adam değil, “yetişmiş devlet adamı”.
Kaht, Arapça kökenli Osmanlıca bir sözcük, kıtlık, kuraklık demek.
Rical de, Arapça kökenli Osmanlıca bir sözcük; erkek, adam, elinden iş gelen yetişmiş insan anlamına gelen recül kelimesinin çoğulu.
“Rical-i devlet” ya da “Devlet ricali” olarak kullanıldığında, devletin ileri gelenleri, kısaca “Devlet Adamları” anlamına geliyor.(Buradaki “Adam” sözcüğü elbette erkek egemen feodal kültürün dilimizdeki cinsiyetçi yansıması. Esas olarak devlete hizmet eden veya devleti temsil eden, yetişmiş, değerli insan anlamına geliyor.)
***
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünü analiz eden yazar ve düşünürlerin bir bölümü “Kaht-ı rical” yani “Devlet adamı kıtlığı” sorununu, İmparatorluğun temel çöküş nedenleri arasında sayar.
Bu konuda âlimler kadar şairler de pek çok şikâyeti dillendirmiş, birçok eleştiri yapmışlardır.
Fakat Osmanlı’nın adam kıtlığından neler çektiğini anlatan en sert ifadeler, bizzat bu kıtlığı yaratan kişilerin birinden, Padişah Üçüncü Mustafa’dan gelmişti.
“Yıkılupdur bu cihan sanma ki bizde düzele / Devleti