Medyanın sefaleti, Cumhuriyet, TELE 1 ve 18 Dakika
Dün iktidarın Türkiye’yi içine sürüklediği “Büyük Ahlâk Bunalımı”nı yazmıştım....
Bugün bu “Ahlâk Bunalımı”nın hem sebepleri hem de sonuçları arasında yer alan, tam 23 Haziran seçimi öncesinde yalan haberleri, montajlanmış videoları gerçek diye sunan Medyanın “Sefaleti”ne ve bu sefaletin sonuçlarına eğilmek istiyorum.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada medyanın düştüğü sefil duruma ilişkin çarpıcı iddialarda bulunmuş...
İnternet sitesi, “abcgazetesi. com”daki habere göre Özel şunları söylemiş:
“Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve bizzat İletişim Başkanı, şu anda basın kartlarının kime verileceğini, gazetelerin hangi manşetlerle çıkacağını, hangi siyasi parti temsilcisinin hangi gazetede, hangi televizyonda kaç dakika kalacağına bizzat karar veriyor.
Ben şunu duymak isterim: ‘Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na gazeteler baskıya girmeden önce gönderilmiyor, -3, 5 tane buna direnen muhalif gazete hariç- manşetlerini İletişim Başkanı görüp onay vermiyor, bu doğru değildir’ denmesini isterim burada.
Ama bu yalanlamayı yapabilecek durumda değilsiniz.
Hepimiz biliyoruz ki bir merkezden üretilen manşetler, bir merkezden yaratılan algı operasyonları ve mutlaka ve mutlaka ‘1’inci sayfayı bir görsün bakalım bizim başkan, ondan sonra baskıya girersiniz’ diye gece yarılarına kadar baskı makinelerinin başında bekletilen basın emekçileri ve Türkiye’nin savrulduğu durum yani ön sansür pozisyonuna gelmiş durumdayız.”
***