‘Parlamenter’ değil ‘paramiliter’ demokrasi!
Devletin bir tanımı da “Bir toplumda meşru olarak kaba kuvvet kullanma tekeline sahip olan örgüt” biçimindedir. Bir de tarihin bize öğrettiği bir gerçek var: Bu tekel bozulur, kaba kuvvet kullanma hakkı devlet...
Devletin bir tanımı da “Bir toplumda meşru olarak kaba kuvvet kullanma tekeline sahip olan örgüt” biçimindedir.
Bir de tarihin bize öğrettiği bir gerçek var:
Bu tekel bozulur, kaba kuvvet kullanma hakkı devlet dışındaki kişi ve örgütlerce de kullanılmaya başlanırsa bundan en çok iktidar zarar görür!
Ne yazık ki, toplumsal desteği yitirdiğini fark eden AKP/Erdoğan yönetimi, son çıkardığı KHK’lerle iktidarını kaba kuvvet aracılığı ile sürdürmeye, böylece kendi bindiği dalı kesmeye kararlı görünüyor!
***
Bu konuda İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu özetle şunları belirtiyor:
“KHK ile getirilen en vahim düzenleme ‘resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına ve resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın’ darbe teşebbüsü ve terör eylemlerinin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler için getirilen cezasızlıktır.
Peşinen ifade edelim ki, bu hüküm yok hükmündedir.
Hukuken genel mantığa ve felsefesine aykırıdır.
Bu KHK’ler kanun hükmünde olsa bile hukuk hükmünde değildir.
Bunların hepsi AİHM’den dönecektir.
Bu süreç, en çok da FETÖ sanıklarına yarayacaktır.”
***
Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran da özet olarak şöyle diyor:
“Yürürlüğe giren son iki KHK ile savunma daha da kısıtlandı.
Tek tip kıyafet ile masumiyet karinesi kısıtlandı.
Ne yazık ki paramiliter güçler oluşturmak için ön açıldı. Vatandaş vatandaşa kırdırılacak hale getirildi. Vatandaş vatandaşın sokakta boğazına çökecek hale getirildi.
Bu ülkede kolluk güçleri yok mu da, vatandaşa böyle bir yetki verildi. Bunun bir iç savaş getireceğini tahmin etmiyorlar mı?
Artık TBMM bitmiştir.
Anayasa Mahkemesi sadece adı olan bir mahkemedir. Son iki KHK hukuk tabutuna çakılan son iki çividir.”
***