Şehitler nasıl önlenir?
Cumhuriyet yazarı Emre Kongar bu hafta 'Şehitler nasıl önlenir?' başlıklı yazısını kaleme aldı.
Erdoğan/AKP iktidarının iddiasına göre Türkiye, terörle mücadele etmek için, “sınır ötesi harekât” yapmakta ve şehitler bu savaş nedeniyle verilmektedir.
Türkiye’nin PKK terörü ile mücadele ettiği doğrudur.
PKK’nin komşulardan (ve müttefiklerden) destek aldığı da doğrudur.
Benim sürekli olarak anlatmaya çalıştığım gibi, komşulardan (ve/ veya müttefiklerden) destek alan bir terör örgütü ile mücadele çok zordur...
Dolayısıyla ilk bakışta, iktidarın “terörle savaş için sınır öteki harekât yapıldığı” iddiası gerçek gibi görünmektedir.
Ama acaba gerçekten Irak, Suriye ve İran sınırları içinde varlığını sürdüren PKK ile mücadele, Irak ve Suriye topraklarında, ŞEHİTLER VEREREK SÜRDÜRÜLEN KALICI BİR SAVAŞI zorunlu mu kılmaktadır?
***
Savaş, ancak devletin egemenliği, vatanın toprak bütünlüğü, yurttaşlarının güvenliği ve refahı tehlikede ise başvurulan bir araçtır.
İnsanların canlarını ve mallarını korumak için kurulmuş olan devlet, haklı sebepler olmadan savaşa girer ve yurttaşlarının canlarını savaş meydanlarında boş yere harcamaya başlarsa, işte o zaman devlet, varlık gerekçesini, şehitlik de anlamını kaybeder!
Tarih, sadece kendi iktidarlarını sürdürmek için savaşa giren ve yurttaşlarını kırdıran çağdaş diktatörlerin örnekleriyle doludur.
***
Peki, savaş ve politikacı, daha doğrusu savaş ve politika ilişkisi nedir?
Clausewitz’e göre, “Savaş, politikanın başka araçlarla devamıdır.”
Bütün savaşların amacı, düşman silahlı kuvvetlerini yok etmek yoluyla onun iradesini teslim almaktır.
Demek ki savaş, bir ülkeyi yönetenlerin genel politikalarının, özellikle de dış politikalarının bir uzantısıdır.
***
Şehit haberlerimiz, Irak ve Suriye’deki silahlı kuvvetlerimizin artık sürekli hale dönüşen varlığı dolayısıyla geldiği için, PKK terörü ile mücadele bağlamında, “buralarda KALICI BİR SAVAŞIN sürdürülmesi ne kadar gerekli” diye sormak gerekiyor.
Esas soru şu: