Tahakkümden tahakküme!
Aslında yer olsaydı, yazının tam başlığı: “AKP: Çoğunluğun Tahakkümünden Azınlığın Tahakkümüne” biçiminde olacaktı! Bu...
Aslında yer olsaydı, yazının tam başlığı: “AKP: Çoğunluğun Tahakkümünden Azınlığın Tahakkümüne” biçiminde olacaktı!
Bu cümledeki “Çoğunluktan” kasıt da, elbette yine sağ politikacılar tarafından çarpıtılmış bir kavram:
Seçmen çoğunluğunu değil, “Temsili Demokrasinin” cilvesi olarak, Meclis’teki sandalye çoğunluğunu belirtiyor.
***
TAHAKKÜM, “hükm” kökünden üretilmiş Arapça bir sözcük:
ZORBALIK anlamına geliyor
AKP’nin “Demokrasi” adına dayattığı ve yüksek yargının kitabına uydurarak sessiz bir biçimde seyrettiği rejimin tam adı!
***
“Tahakküm” terimi, siyasal edebiyatımıza AKP’nin “Azınlık tahakkümü”ifadesiyle girdi:
Kendilerini Müslümanlığın tek temsilcisi olarak ilan ettiler...
Laikliği Müslümanlığa karşı dinsizlik olarak yorumladılar...
Laik devlet biçimini “Azınlığın tahakkümü” olarak nitelediler...
Ve güya “demokrasi” adına buna karşı çıktılar.
***
7 Haziran seçimlerinden sonra AKP hükümeti hem seçmen sayısı hem de Meclis’teki sandalye sayısı bakımından azınlığa düştü...
Şu anda Türkiye resmen, AKP hükümetinin “Azınlık tahakkümü” altındayaşıyor!
***
İşin kötü tarafı Erdoğan ve Davutoğlu Hükümeti, bu “Azınlık tahakkümü”modelini kalıcı kılmaya yönelik bir çaba içinde görünüyor:
Değerli Prof. Kaboğlu’nun “Anayasaya karşı hile” diye nitelediği proje şöyle.
Erdoğan, 45 günde hükümet kurulamadığı zaman, Anayasanın, Meclis’i fesheden ve oradaki siyasal partilerin katıldığı bir hükümet ile seçime gidilmesini öngören hükmüne karşı: