Tarihsel/siyasal paradigmalar ve demokrasi
Bugün Pazar ve ben içeride yatanları unutmadım. Ama Aslanbay’ın mektubu üzerine başlattığım tartışmaya ara vermemem gerekir diye düşündüm. Bu tartışmayı, içerideki...
Bugün Pazar ve ben içeride yatanları unutmadım.
Ama Aslanbay’ın mektubu üzerine başlattığım tartışmaya ara vermemem gerekir diye düşündüm.
Bu tartışmayı, içerideki arkadaşlarımın özgürlük ve Demokrasi mücadelesine adıyorum!
***
Osmanlı İmparatorluğu endüstrileşemediği için, zayıfladı, savaşlarda yenildi, işgal edildi ve çöktü.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Bağımsızlık Savaşı’nı kazandıktan sonra İmparatorluk kalıntısı olan bir Din/ Tarım Toplumunu, Çağdaş/Endüstriyel bir Topluma dönüştürmek için, “Atatürk Devrimleri” dediğimiz, toplumsal, hukuksal, ekonomik ve siyasal reformları yaptı.
1) Cumhuriyet tarihini sadece yanlış Küçükömer ve anakronik Avcıoğlu paradigması çerçevesinde gören ve “Demokratik model nerede idi” diye soranlar, her şeyden önce Atatürk Devrimlerine bakmalıdırlar:
Yöntem olarak “Devrimci”, “Yukarıdan aşağı uygulanan” (biraz sınırlama ve biraz zorlamayla “Altı Ok” içine hapsedilebilecek olan) “Atatürk Devrimleri”, Padişahlığa karşı Milli Egemenliği temsil ettiği için “Cumhuriyet” denilen ve o sıralarda moda olan bu terimin altında elbette Demokratik bir toplumu hedefliyordu.
2) Demokratik paradigmayı Atatürk Devrimlerinde bulamayanlar, İsmet Paşa’nın 1946’da geçtiği Çok Partili Rejim’e bakabilirler: