Türk devrimi ve demokratik paradigmalar-20/1 sonuç-1
Değerli gazeteci-yazar Ümit Aslanbay’ın Ali Sirmen’le yaptığı nehir söyleşide kullandığı paradigmalar üzerine yaptığımız bir tartışmanın (şimdilik) son yazısının ilki bu....
Değerli gazeteci-yazar Ümit Aslanbay’ın Ali Sirmen’le yaptığı nehir söyleşide kullandığı paradigmalar üzerine yaptığımız bir tartışmanın (şimdilik) son yazısının ilki bu.
***
Aslanbay, Ali Sirmen’in anı ve çözümlemelerini aktardığı kitabında, Cumhuriyet tarihini, Doğan Avcıoğlu’nun “Tepeden İnmeci” Atatürkçü/ Sol yöntemi ile Küçükömer’in solu sağ, sağı sol gören, dincilerden demokrasi bekleyen yanlış paradigmalarına hapsederek irdelediği için eleştirmiştim.
“Ümit Aslanbay’ın Sunuş bölümünde ‘Doğan Avcıoğlu-İdris Küçükömer modelleri arasındaki kavga’ dediği ve söyleşinin teorik çerçevesi olarak sunduğu yaklaşım, her iki model de yanlış önermelerden oluştuğu ve demokratik seçeneği dışarda bıraktığı için, eksik, dolayısıyla da yanlış! s. 8.” dedim.
Buna karşılık Aslanbay verdiği yanıtta, “Hocam, ‘demokrasinin’ olduğu şemayı, temsil eden insanları bize gösterin orada yer alalım. Tarihte ve bugün de onu savunalım.
Demokrasi, hele hele bugün, ne olduğunu, nasıl olacağına daha fazla idrak edilmiş, önemini çok daha iyi kavramış olarak savunacağımız tek payda.
Bir diğer kavram da, bana göre yine sizin neredeyse 40 yıl önce diyeceğim, isabetle belirttiğiniz gibi (Ama orada da bugün anladığımız demokrasi, kurduğunuz onlarca model ve şemada yok! Olması da mümkün değil çünkü);