Ümit Aslanbay’ın savunması 2
Ümit Aslanbay’ın mektubuna devam ediyorum. Lütfen salı günkü yazımla birlikte okuyun. Yarın yanıt vereceğim. *** “Doğan Avcıoğlu bakışında, bugünün bakışıyla bir...
Ümit Aslanbay’ın mektubuna devam ediyorum. Lütfen salı günkü yazımla birlikte okuyun. Yarın yanıt vereceğim.
***
“Doğan Avcıoğlu bakışında, bugünün bakışıyla bir ‘demokrasi’ bulmak (benim itirazlarım olmakla birlikte), elbet mümkün değil.
Ama burada da soru aynı: Demokrasi, bırakın bugünkü içeriğini, kavram olarak dahi kimin şemasında, çatışan tarafların hangisinde vardı. Prens Sabahattin-İttihat Terakki kavgasında mı? İkisi de darbeciydi. 31 Mart ve Prens Sabahattin ilişkilerine ve iddialarına hiç girmiyorum bile.
Evet, burada bir üçüncü şema vardı ama ‘Sultanın şeması’ diyebileceğimiz bu şemada da ‘demokrasi’ yoktu. Padişaha karşı çıkan bu iki şemanın ezeli çatışması, Cumhuriyet’te de sürdü. Prens Sabahattin’i liberallere, Ali Sirmen’in pek yerinde saptadığı gibi ‘siyasi İslamın geçiş koridoru’ olarak gördüğü merkez sağa, Atatürk ve Kemalistleri İttihat ve Terakki’ye oturtursak, sizin sözünü ettiğiniz ‘demokrasi’ bu çatışan şemalarda da yoktu.
1960 bir darbeydi. Kitapta da belirtildiği gibi; bu darbeyle Türkiye’nin en özgür anayasası uygulamaya kondu. Ama ilişkili olmakla birlikte, bu elbette ayrı tartışma konusu. Kitapta anlatılıyor.
1970-80 arası alevlenen, hatta Avcıoğlu şemasını gölgede bırakan ise bugün ise eritilip sindirilen (Sözü edilen iki şemanın çarpıştığı uzun tarihsel süreç gözönüne alındığında, 10 yıl bu dönem bir saman alevine benzetebilir ancak) Marksist sol’da mı? Evet onlarda bu...