Yüksek yargı yüksek yargıçları yargılarken

Neredeyse 100 yıllık uğraşla erişilen uygarlık aşamasını, devletimizin temeli olan yargıyı ne hale getirdiler! YAZIKLAR OLSUN! Yıllarca okuyorsun, hukuk öğreniyorsun... Yıllarca savcı ve yargıç olarak...

Neredeyse 100 yıllık uğraşla erişilen uygarlık aşamasını, devletimizin temeli olan yargıyı ne hale getirdiler!
YAZIKLAR OLSUN!
Yıllarca okuyorsun, hukuk öğreniyorsun...
Yıllarca savcı ve yargıç olarak çalışıyorsun, insanların canları malları hakkında hayati kararlar veriyor, yazgılarını etkiliyorsun...
Sonunda Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüce makamına seçiliyorsun...
Görevin adalet dağıtmak:
“Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni ve bu devlet içindeki vatandaşın haklarını korumak...
Hem devleti hem de devlet karşısında vatandaşı korumak birbiriyle çelişen değil, birbirini tamamlayan görevler:
Çünkü “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni, ancak bu devlete karşı vatandaşın haklarını savunarak koruyabilirsin!

***

Yargı zaten iktidarın emrine verildiydi; şimdi Yüksek Yargı iyice yok ediliyor!
Ama bu saldırı yeni değil, üstelik tek yönlü de değil:
Daha 1970’li yıllarda, 40 yıl önce başlamıştı...
Anayasa, pozitif hukuk, laiklik, temel insan hak ve özgürlükleri yerine...
İnanç, inanca dayalı ittifaklar, cemaatçilik...
Yargıya sızdı.
Ve bu sızıntı, yargıyı ele geçirip AKP iktidarıyla birlikte Silivri’de, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini dinamitledi.
Fakat iktidar savaşı durmadı; hukukun ve adaletin canına okuyan bu ittifakı da bozdu ve bu kez AKP, Cemaati tasfiyeye soyundu!

***

Bu öykü, iktidar savaşının, YARGININ GÜVENİLİRLİĞİ- Nİ SIFIRLAYAN öyküsüdür; AKP, mevcut yozlaştırmayla da yetinmedi, Yüksek Yargıyı tümüyle kendine bağlamak istedi.
Gerisini değerli gazeteci Alican Uludağ’ın kaleminden okuyalım: “
‘Bir Grup Yargıtay Üyesi’ hazırladıkları ortak bildiri ile tasarıya itiraz etti.
‘Üyelerin görevlerine ancak, işlemiş oldukları bir suç nedeniyle yetkili organlarca alınan kararla son verilebilir. Haklarında herhangi bir soruşturma veya kovuşturma olmaksızın ‘kanunla’ üyelerin görevlerine son verilmesi, anayasanın ‘hukuk devleti’ ve ‘güçler ayrılığı’ ilkesine açıkça aykırıdır. Bu mahkemeleri tamamen yürütme organına bağlı ve uyumlu üyelerden oluşturma ve yargıyı fiili olarak yürütme organına bağımlı hale getirme amacı taşımaktadır. Tasarının anılan hükümleri endişe vericidir.’ ”
“Bir Yargıtay üyesi, hükümete şu eleştirileri yaptı:
‘Cemaate karşı Yargıda Birlik Platformu’nu milliyetçiler ve sosyal demokratlar olarak beraber kurduk. Ancak hükümet, şimdi tek başına yola devam etmek istiyor. Bu Yargıda Birlik’e zarar verir ve sadece yüksek yargıda değil, tüm yargıyı etkiler.’ ”

***

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Milli eğitim ve laiklik (2) 22 Kasım 2024 | 75 Okunma Milli eğitim ve laiklik (1) 21 Kasım 2024 | 223 Okunma Topyekûn saldırıya karşı topyekûn direniş! 19 Kasım 2024 | 297 Okunma Devlet çöktüğünde! 17 Kasım 2024 | 132 Okunma Demokratik örgütlü direniş (3) 15 Kasım 2024 | 87 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar