15 Temmuz yazısı
O dağdağalı günlerde yayınlanan bazı yazılarımın başlıklarını hatırlatmak isterim efendim: 16 Temmuz: "Fetö cami duvarına işedi" (15 Temmuz gecesi saat iki buçukta kanama geçirirken...
O dağdağalı günlerde yayınlanan bazı yazılarımın başlıklarını hatırlatmak isterim efendim:
16 Temmuz: "Fetö cami duvarına işedi" (15 Temmuz gecesi saat iki buçukta kanama geçirirken yazılmıştır.)
17 Temmuz: "Bunlar ne salak, ne alçak heriflermiş."
18 Temmuz: "Delikanlı burjuva, neredesin haney?" Ertesi gün de hastaneye yattım.
Daha önceki bazı başlıklarıma da lütfen bir göz atınız:
4 Mart: "Başka türlü bir serseriliğe kalkışabilirler."
24 Mart: "Fetullahçı subaylar darbe yapabilirler mi?"
Demek ki her şey ayan beyan ortadaymış, görünen köy kılavuz istemiyormuş.
Bugün ve bugünlerde herkes yazacak, hemen herkes da aşağı yukarı aynı şeyleri yazacaktır.
Üstelik hepsi de haklıdır.
Şaibe yaratmaya çalışan, Tayyip nefretiyle Fetö'ye servis veren şerefsizler hariç tabii. Onları da ancak Kılıçdaroğlu ciddiye alır.
15 Temmuz bir "demokrat ve Müslüman halk" direnişidir.
Lider halkının önüne düşmüş, silahsız halk tankın önüne yatmış, üstüne çıkmış, canını ortaya koymuş ve vermiştir de.
Lider böyle olunuyor, asfaltta yürüyerek değil...
Bu kitleye "burjuvaziyi" de katmaya çalışanlar vardır ve olacaktır. İnanmayınız.
Burjuvazi o gece ya uyumuş, ya da olayları fındık fıstık yiyerek televizyondan seyretmiştir.
Şehitler arasında "beyaz Türk" yoktur.
Alafranga büyük burjuva ve de küçük burjuva, Tayyip Erdoğan'ın devrilmesini hatta ölmesini büyük bir heyecanla beklemiş, ölmeyince de çok üzülmüştür.
Buna bazı gazeteciler ve sevgili kardeşim Haşmet Babaoğlu'nun deyimiyle "pabucumun sanatçıları" da dahildir.
Bazıları şimdi kodestedir ama bazıları da çakma mitinglerde boy gösteriyorlar...
Halk ihaneti unutmayacak ve affetmeyecektir.
Sahte kibarlığa da "alicenaplığa" da hiç gerek yoktur.