Ağzına sağlık Melih
Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç'ın bugünkü (29.08.2022)''Ağzına sağlık Melih'' başlıklı yazısı.
Önce Melih Altınok kardeşimin dünkü yazısından şu satırları hatırlayalım:
"Dindarlara, muhafazakarlara 'hoşgörü, tahammül' telkin edenler, Atatürk'ü soğukkanlılıkla siyasi bir karakter olarak ele alan analizleri bile hakaret sayıyorlar. Ellerindeki 'Atatürk düşmanı' yaftalarını entellektüellerin boyunlarına asarak susturulmalarını, içeri tıkılmalarını talep ediyorlar."
Altına imzamı atarım.
Çünkü bunlar faşisttirler.
Komünist de olsalar aynı kapıya çıkıyor. (Hem Kemalist hem sosyalist olmanın "doğaya aykırı" garabeti üzerinde bugün durmayacağım. "Askerleri" düşünsünler.)
Bunlara göre Atatürk peygamber, Nutuk kutsal kitap, Çankaya Köşkü Kabe'dir.
(Hatırlarsanız, "Kabe Arab'ın olsun, bize Çankaya yeter" diye şiirler yazıyorlardı.) Faşistler "eleştiriden" anlamazlar.
Eleştiriyle hakareti ayırdedemezler.
Kendileri gibi düşünmeyen herkesi de yok etmek isterler.
Bir faşist ile tartışılmaz.
Çünkü kendisine laf anlatılamaz.
Kimbilir kaç yüzüncü kere yeniden yazayım:
Ben Atatürk düşmanı değilim.
Yaptığım Atatürk'ün şahsını değil, "döneminin" bazı uygulamalarını eleştirmekten ibaretti.
Çünkü işim budur, görevim budur.
Bunu bırakıp Serenay'ın donunu yazacak değilim.
Menderes dönemini de eleştirdim, Demirel'i de, bunların çok sevgili generallerini de, hazretler hiç üstünde durmadılar.
Karta kaçmış bir faşist beni Atatürk düşmanı olarak etiketledi.
Onun kadar kart olmayan bir başkası beni Kadir Mısıroğlu'yla aynı kefeye koydu. Oysa aramızda uçurumlar vardı.