Al sana felsefe
Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin başından çekip gitmek için "felsefi bir neden" istediğini söylemişti. Buna herkes kahkahalarla güldü. Basında ciddiye alan şabalak da yok değil tabii. Aynı zamanda "ideolojik"...
Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin başından çekip gitmek için "felsefi bir neden" istediğini söylemişti.
Buna herkes kahkahalarla güldü. Basında ciddiye alan şabalak da yok değil tabii.
Aynı zamanda "ideolojik" bir neden olması gerektiğini de söyledi.
Kültürü çok geniş olduğu için ikisini aynı şey sanıyor.
Muharrem İnce topa girmekte, o nedeni bulmakta gecikmedi:
"CHP'nin ortanın solunun 2020 versiyonu gibi yepyeni bir vizyon ortaya koyması gerekir!"
Kendisi fizik öğretmeni olduğu ve kuantum falan bildiği için teknolojik gelişmeleri de izliyor ve hani IPad işletim sistemindeki "11.4.1 yazılım versiyonu" gibi "Ortanın Solu 2.0" istiyor...
Yeterince felsefi değil.
Peki, ideolojik mi?
Bu, İsmet Paşa'nın, altmışlı yıllarda, o sıralar yıldızı parlamakta olan Türkiye İşçi Partisi'nin "önünü kesmek" için yumurtladığı bir balondur. Paşa, gerçek solun gelişmesinden tedirgin olmuştu.
Bunda da paşaya "kendini solcu sanan Ecevit" destek olmuştur.
Muharrem İnce o sıralar ilkokula bile gitmiyordu, bu konuda ne öğrendiyse sonradan öğrenmiştir ve bu da kendi mahallesinin efsanelerinden ibarettir.
O günden sonra da CHP solculuk adına hiçbir halt etmemiştir.
1968 yılında paşa Demirel'le anlaşıp seçimlerden "milli bakiye" (ulusal artık) sistemini kaldırttı ve TİP'in bir daha meclise girebilmesini önledi. Umutsuzluğa kapılan solu sokağa itti.
Birçok ahmağın "solun manevi lideri" sandığı İsmet Paşa, 1971 yılında kurulan "sivil görünümlü faşist hükümete" de başbakan ve bakanlar vererek destek oldu!
Muharrem İnce yoksa ortanın solundan, ekonomiyi iki kere batıran Ecevit'in daha sonraki "maceralarını" mı anlıyor?
Bir şey anladığı falan yok, kulaktan dolma bilgilerle ortanın solunu "bir şey" sanıyor ve sallıyor.
Peki, istediği "2020 versiyonu" nedir, ne olabilir?
Bilse söyleyecek. Bilmiyor. Bir tek Allah bilir.
CHP'de herkes parlak laflar etmeye bayılıyor da içini doldurabilen yok.
Peki bütün bunların felsefeyle ne ilgisi var?
Bilmem. Kılıçdaroğlu'na sorun, felsefe lafını yumurtlayan kendisi.
Fakat ben de "fabrika ayarcılarına" sormak isterim:
Var mı hemşerim sizin o ayarlarınızda "ortanın solu" diye bir şey? Yok.
"Demokrasi" var mı? O da yok.
"Sosyaldemokrasi" var mı? O hepten yok.
Ne var? "Memur diktası" var. Bununla oy toplayacaklar ve iktidara gelecekler.
Ne zavallı adamlarmışsınız yahu...