Amma da bölünmüşler ha
Bugün barolarda seçim varmış. Avukat olmayan hiç kimseyi ilgilendirmeyen bir mesele. Lakin, "baro içi iktidar kavgası" maşallah ülke çapında genel seçimlerden hiç de aşağı kalmıyor... Birbirlerini...
Bugün barolarda seçim varmış. Avukat olmayan hiç kimseyi ilgilendirmeyen bir mesele.
Lakin, "baro içi iktidar kavgası" maşallah ülke çapında genel seçimlerden hiç de aşağı kalmıyor...
Birbirlerini yiyorlar.
Ankara Barosu'na bir bakalım, 15 bin avukat var:
Demokratik Sol Avukatlar Grubu... (Ne yani, bunlar Ecevitçi mi?)
Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu... (Bunun bir öncekinden farkı nedir?)
Baroda Birlik ve Milliyetçi Avukatlar Grubu... (Hele şükür, bunu anladık.) Uzun yıllardır Ankara'da hep "demokratik solcular" kazanırmış.
Hayırlı olsun. Bir kerecik de genel seçimi kazansalardı bari!
Özgürlükçü Hukukçular Platformu... (Sivil toplum örgütü içinde bir sivil toplum örgütü daha.)
Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu... (Aynı soruyu soracağız, bunun bir öncekinden ne farkı var?)
Önce İlke Çağdaş Avukatlar Yükseliş Grubu... (Kuaför Vili'den ayrılan manikürcü Perihan yeni yerinde hizmetinizdedir.)
Avukat Hareketi... (Bunun rengini hiç kestiremedik... Ya ne hareketi olacaktı, kasaplar hareketi mi?)
Avukat Hakları Grubu... (Hele şükür, politikayı bırakıp mesleğini de düşünen çıktı!)
Baroda Değişim ve Gelişim Hareketi... (Bendeniz gençliğimde İstanbul Gelişim Orkestrası'nın neyi geliştirdiğini de hiç anlayamamıştım, Ajda Pekkan'ın gelir durumunu olsa gerekti...)
Milliyetçi Avukatlar Grubu... (Hiç olmazsa rengi belli.)
Ortak Hedef Platformu... (Nedir o ortak hedef, Şampiyonlar Ligi'nde Schalke'yi yenmek mi?)
İki de bağımsız aday çıkmış.
İstanbul'da sekiz grup...
Bunlar neyi alıp veremiyorlar?
Biri ya da öteki kazanınca bunun baroya ve de avukatlık mesleğine faydası ya da zararı nedir?
Daha önemlisi, bize yani "müvekkillere" ne faydası ya da zararı vardır?
Biz, şu ya da bu siyasi fikrin baroyu ele geçirmesini değil, "boşanma davalarından başka davalar da kazanabilen" avukatlar isteriz.
Sıkışınca "burada Atatürk yargılanıyor" diye cüppe atıp kaçan avukat tipi altmışlı yıllarda kaldı.
Duruşma salonunda ispat-ı vücut etmek yeterliyse, onu mübaşir de yapıyor.