Ayar verelim
Hiç gereği yokken politikaya atılan, hem de en "muhataralı" bir partiden adaylığını koyan, seçimi kazanamayacağı besbelli olan ve nitekim de kazanamayan, bunun bedelini de elindeki işi kaybetmekle ödeyen ve dımdızlak...
Hiç gereği yokken politikaya atılan, hem de en "muhataralı" bir partiden adaylığını koyan, seçimi kazanamayacağı besbelli olan ve nitekim de kazanamayan, bunun bedelini de elindeki işi kaybetmekle ödeyen ve dımdızlak açıkta kalan bir arkadaş vardı...
Mayıs ayından beri sesi çıkmıyor. Hazırdan mı yiyor yoksa limon mu satıyor?
Bu arkadaş kafayı "yaz saati uygulamasına" takmıştı, daha doğrusu, sonbahar gelince ileri saatin tekrar geri alınmamasına... (Aynı zamanda ısrarla üçüncü köprüden kimsenin geçmediğini de söyleyip duruyordu.)
Berak Albayrak o sıralar enerji bakanıydı, bunu bakana ve dolayısıyla Tayyip Erdoğan'a "saydırmak" amacıyla yapıyordu.
Kışın da yaz saati uygulanınca, evet, sabahları güneş doğmak bilmiyordu ama akşam olunca da güneş bir saat geç batıyordu...
Dört buçukta batacağına beş buçukta...
Arkadaş bardağın dolu kısmını görmüyor, boş kısmına bakmakta ısrar ediyordu.
Bir kış günü Paris'te otelden çıktım, buz gibi soğuk, saat dokuz buçuk ve ortalık aydınlanmamış... Hava enikonu karanlık, bütün ışıklar yanıyor, ortalık da bayağı kalabalık...
Şaşırdığımı hatırlarım. Demek ki bizden daha kuzeyde yaşayan insanlar pekala sabahları okula da işe de karanlıkta gidebiliyorlarmış. Ağlayıp zırlamak bizim muhalif gazetecilere mahsusmuş.
Bizim hükümetin bunu "Araplar'a şirin görünmek ve saatleri Mekke'ye göre ayarlamak" için yaptığı söylenmişti...
Acaba Avrupa Birliği de mi sonunda Mekke ayarına kavuştu? İmana mı geldiler, ihtida mı ettiler?
Çünkü, evet, kış sabahları karanlık oluyor ama... Bir kere hava genellikle kapalı, ışıklar "zaten" yanıyor... Çocuk saati geri alsan de karanlıkta gidecek okula, ileri çeksen de...
Ayrıca, saatle ileri geri oynamanın getirdiği "psikolojik tedirginlik" daha kötü. İnsanlar bunalıma giriyorlar.
Nitekim Avrupa'da bu konuda karar verebilmek için bir anket yapılmış, insanların yüzde 80'i "bir ileri bir geri oynamayın, hep yaz saatinde kalalım" şeklinde görüş belirtmiş.
Ayrıca, işin en önemli yanı enerji tasarrufudur.
Türkiye iki yıldır sürdürdüğü bu uygulamayla tam 1.3 milyar kilovat/saat elektrik tasarruf etmiş!
Böylece, maliyeti 2 milyar dolar olan 2 bin megavatlık ilave bir enerji santralının yapımına da gerek kalmamış.
Berat Albayrak ülkemize açıktan 2 milyar dolar sağlamış.
Muhalif basın bunları yazar mı? Yazmaz.
Tıpkı, ejder meyvesi kokteylini görüp, limonatayı ve çöp şişi görmediği gibi.
Not: Ejder meyvesini Kadıköy pazarında satıyorlar, bir tadına baksınlar. Korkmasınlar, günaha girmezler.