Bahattin, sen de bir şey söyle!
elif hakkı elbette Cem Yılmaz'a aittir: Hani yurt dışında alışveriş yapan bayan vatandaş büyük mağazanın tezgâhtarına yavşıyor... "Bu poşetler burada kalsııın, otele dönerken...
elif hakkı elbette Cem Yılmaz'a aittir: Hani yurt dışında alışveriş yapan bayan vatandaş büyük mağazanın tezgâhtarına yavşıyor... "Bu poşetler burada kalsııın, otele dönerken alırııız... Een son, een son..."
Sonra yanında lahavle çeken kocasına dönüyor: "Bahattin, sen de bir şey söyle!"
CHP de söyledi.
Aman geri kalmasınlar, meclis araştırması istediler.
Öyle ya, birşeyler yapıyor görünmeleri gerek, bizim alışveriş tutkunu hanımın kocası Bahattin gibi. (Bahattin Topalak, Internet'te kod adı Excalibur.)
Efendim TBMM bugün saat on beşte "olağanüstü" toplanıyor.
Toplanabilirse toplanıyor.
Genel kurulda görüşmenin açılabilmesi için 184 kişinin orada bulunması gerekiyormuş.
Bugün kırk derece sıcakta Ankara'da 184 kişi toplanamazsa, toplanamıyor. (Cemil Bayık ve Mustafa Karayılan'la Kandil Dağı'nda hatıra fotoğrafı çektiren HDP yöneticileri de gelecekler mi? Yoksa paçalı don ve şambrelle denizde mi olacaklar?)
Yeterli çoğunluk sağlanamazsa "çağrı düşecekmiş"... Yani, meclisin olağanüstü toplanmasına gerek olmadığı kanıtlanacak.
Yeterli sayıda çoğunluk varsa önce çağrı yazısı okutulacakmış meclis başkanı tarafından, başkanlık divanı üyelerinden birine, sonra da görüşmeye geçilecekmiş.
Okutmadan görüşme yok!
Görüşmelerin sonunda (kaç gün sürecekse) meclis araştırması talebi oylanacakmış.
Oylama sonucu ters çıkarsa, meclis araştırmayacakmış.
Oylama sonucunun düz çıkmasıyla da iş bitmiyor, meclisin ayrıca "çalışmalara devam" kararı alması gerekiyormuş.