Başınız göğe erdi mi?
İşte bu sabahı da bulduk. Bu sabah kimse gazete okumaz (kitap zaten okumaz.) Ekşimiş mide, kazan gibi kafa, paslı dil... "Ziyan olmasın" diye üç gün boyunca yenecek artık mezeler, çataldan zeytinyağı lekeli beyazpeynir donmuş barbunya fasulyası, "helmelenmiş" kalık salata, bayat kuruyemiş...
Neyse, bugün hiç olmazsa güneş doğduktan sonra kalktınız, kıymetini biliniz.
Nasıl, dün gece çılgınca eğlendiniz mi?
Kaç para kaptırdınız?
Helal-i hoş olsun, yarın sabah hepsi unutulacak.
Haydi, muhalefet de kaldığı yerden hükümete nefret kusmaya devam.
Lafı tatlıya bağlamak için iki şey anlatayım.
Fıkra gibiler ama fıkra değiller.
Gerçek.
Efendim? Hayır, konu Kılıçdaroğlu değil.
Mal ergen
Televizyon muhabiri bir gencimize soruyor:
"Kanal İstanbul projesi hakkında ne düşünüyorsunuz?" Ergen cevap veriyor: "Çok şey düşünüyorum... Memlekete çok hayırlı olacak... İnşallah bu kanalda çok güzel programlar seyredeceğiz!" Fıkra değildir, gerçektir.
Bir başka muhabir, birkaç gence soruyor: